Sarıkamış Harekâtı

Sarıkamış Harekâtı
Kafkasya Cephesi
Yukarıdan aşağı:
Sarıkamış ormanlarında Rus siperleri, Osmanlı makineli tüfek birliği (1915), Sarıkamış Harekâtı anıtı.
Tarih22 Aralık 1914 - 22 Ocak 1915 [1]
Bölge
Sonuç

Rus İmparatorluğu'nun zaferi.
Osmanlı ordusu ağır kayıplar verdi.

  • Rus ordusu Osmanlı taarruzlarını püskürttü. Osmanlı ordusu firar, donma, hastalık ve çatışmalardan dolayı mevcudunun yüzde 80'ini kaybetti.
Taraflar
Osmanlı İmparatorluğu Osmanlı İmparatorluğu
Destek:
Alman İmparatorluğu Alman İmparatorluğu
Rus İmparatorluğu Rus İmparatorluğu
Ermenistan Ermeni Gönüllü Tugayları
Komutanlar ve liderler
Osmanlı İmparatorluğu Enver Paşa
Osmanlı İmparatorluğu Hafız Hakkı Paşa
Osmanlı İmparatorluğu Yusuf İzzet Paşa
Osmanlı İmparatorluğu İhsan Paşa
Osmanlı İmparatorluğu Galip Paşa
Alman İmparatorluğu Bronsart Paşa
Alman İmparatorluğu Feldmann Paşa
Rus İmparatorluğu General Vorontsov
Rus İmparatorluğu Nikolay Yudeniç
Rus İmparatorluğu Illarion Vorontsov-Dashkov
Rus İmparatorluğu Alexander Myshlayevsky
Rus İmparatorluğu Arshak Gafavian
Rus İmparatorluğuHamazasp Srvandztyan
Güçler
Osmanlı İmparatorluğu 3. Ordu
100.000[2]
RusyaRus Kafkas Ordusu
78.000[3]
Kayıplar
  • ~20.000 ölü
  • ~15.000 yaralı[5]

Sarıkamış Harekâtı, I. Dünya Savaşı sırasında, 22 Aralık 1914 ve 6 Ocak 1915 arasında Osmanlı İmparatorluğu ile Rus İmparatorluğu arasında Sarıkamış ve çevresinde (Oltu, Narman, Penek, Horasan, Bardız, Mecingirt, Karaurgan, Divik) gerçekleşen muharebeler olup Osmanlı İmparatorluğu'nun askerî taktik hatalarıyla başarısızlıkla sonuçlanan bir askerî girişimdir.

Savaş öncesi

Kafkas cephesindeki muharebeler 1 Kasım'da Rus kuvvetlerinin Osmanlı sınırını geçmesiyle başlamıştır. Türklerin Rus sınırına (Sarıkamış'ın 30 kilometre güneybatısından geçerdi) en yakın birlikleri Hasankale'deki 11. Kolorduya bağlı 18. ve 34. tümenlerdi (11. Kolordunun diğer tümeni olan 33. Tümen Tutaktaydı). Hasan İzzet Paşa barış döneminde hazırlanan plana uyarak, Rus kuvvetlerinin büyüklüğünü tespit etmeden, 18. ve 34. Tümenleri erkenden Erzurum'un doğusundaki Höyükler mevziine çekmiştir.[6] Hasan İzzet Paşa keşif amacıyla Yusuf İzzet Bey komutasındaki 2 bin süvariden oluşan 2. Nizamiye Süvari Tümenini Köprüköy'ün doğusuna kadar gelen Rus kuvvetlerinin üzerine yollamıştır. Düşmana karşı başarıyla muharebe eden binbaşı Yusuf İzzet Bey düşmanı 8 bin piyade ve 1 alay süvari olarak tahmin etmiştir. Bu zayıf Rus kuvvetini bozguna uğratarak, yeniden Höyükler mevziine dönmek için 11. Kolorduyu ve 9. Kolordunun 28. Tümenini Hasan İzzet Paşa aceleyle Rus kuvvetlerinin üzerine göndermiştir.[7] 7 Kasım'da 1. Köprüköy muharebesi başlamıştır. 7-9 Kasım arasında 24 taburdan oluşan Türk birliği (18. ve 34. Tümen: 18 tabur, 28. Tümenin 2 alayı: 6 tabur) Rus kuvvetlerini cephe taarruzlarıyla geri atarak Köprüköy'e çekilmeye zorlanmıştır. Türk ordusunun 1. Dünya Savaşı'nda girdiği ilk muharebe olan 1. Köprüköy Muharebesinde, Rus ordusunu geri çekilmeye zorlaması Türk askerlerine büyük moral kaynağı olmuştur, bu zamana kadar tüm Kafkasya Savaşlarında sürekli taarruz eden ve toprak ele geçiren Rus ordusu komutanları (özellikle 1. Kafkasya Kolordusu Kumandanı General Bergmann) için moral çöküşüne sebep olmuştur. Fakat 21 Kasım'a kadar sadece kısmi cephe taarruzlar uygulayan ve 21 Kasım'da kar fırtınası altında Türk ordusuna geri çekilme emri vererek ağır zayiata uğramasına sebep olan Hasan İzzet Paşa, Türk ordusunun inisiyatif ve moral avantajının kaybedilmesine sebep olmuştur. 8 Kasım'daki zaferden sonra Hasan İzzet Paşa kurmay başkanı Alman yarbay Guse'nin tavsiyesiyle Türk ordusunu Höyükler'e geri çekilme emrini yazdırdı. 11. Kolordu kumandanı Galip Paşa, geri çekilmek için bir neden olmadığını ve sebepsiz yere vatan toprağını düşmana bırakmanın Türk askerlerinin moralini bozacağını söyleyerek bu emri geri aldırdı. Geri kalan 27 tabur Türk birliği (29. Tümen (9 tabur), 33. Tümen (9 tabur), 37. Tümen (6 tabur) ve 28. Tümenin geride bırakılan 1 alayı (3 tabur). Son Bayburt'tan gelen 17. Tümen 17 Kasım'da cepheye ulaşmıştır) 4 gün sonra 12 Kasım'da cepheye ulaşmıştır.[8] Bundan sonra 21 Kasım'a kadar ufak kesintiler haricinde Türk-Rus muharebeleri şiddetle devam etmiştir. Türkler her tarafta Rus kuvvetlerini geri atarak Ruslardan 30 kilometre kadar araziyi geri almıştır.[9] Fakat Hasan İzzet Paşa cephanenin azalması ve Türk ordusunun kuzeyinde, Narman tarafındaki Rus kuvvetleri hakkında abartılı bilgiler aldığı için 21 Kasım gecesi Türk ordusunu 15 kilometre geri çekilme emri verdi. İstanbul'dan Enver Paşa ve Hasan İzzet Paşa'nın altında bulunan diğer komutanlar geri çekilme kararının yanlış bir karar olduğunu Hasan İzzet Paşa'ya inandırmaya çalışsalar da başarısız oldular.[10][11] 21 Kasım gecesi çıkan korkunç kar fırtınasında Türk ordusu ağır zayiata uğradı. Geri çekilmeden sonra askerlerin morali bozulmuş ve firar vakaları artmıştır. Ruslar Türklerin geri çekileceğini beklemedikleri için Türklere karşı taarruza geçerek, Türklerin düştüğü zor durumdan faydalanamamışlardır. Bu geri çekilmeden sonra muharebeler çatışma şeklinde 22 Aralık Sarıkamış taarruzuna kadar devam etmiştir.[12]

Bu muharebeler Ekim ayında gerçekleşmiş olsa bile, Doğu Anadolu'ya kış erken geldiği için hem Rus hem de Türk tarafı donma vakaları ve tifüs salgınından dolayı ağır zayiata uğramıştır. Ali İhsan Sabis'e göre bu muharebelerde Osmanlı ordusunun kaybı 2.000 kadar ölü, 6.000 kadar yaralı ve kalanları tutsak ve kaçak olmak üzere 11.800 er 212 subaydır fakat Köprüköy havalisinde yapılan savaş alanına Muş'tan hareket ederek gelen 34. Tümen yolda firariler dolayısıyla mevcudu 12 binden 8 bine inmiş ve Van'dan gelen 33. Tümenin mevcudu ise firariler dolayısıyla 3 bine inmişti. Çoğunlukla İç Anadolu erlerinden oluşan 9. Kolorduda firari oranı daha düşük olsa da, o Kolorduda da %10-15 oranında firar vardı. Bu yüzden Barış dönemi mevcudu 96,000[13] olan 3. Ordunun (XI, IX Kolordular ve 37. Bağdat Tümeni), meydan muharebesine 70 binden fazla asker getirememişti. Diğer yandan Türklere karşı çoğunlukla tahkimatlı siperlerde savunma yapan Rus ordusunun (yaklaşık 70,000 asker) kaybı ise general Yudenich'e göre 1.000 kadar ölü ve 4.000 kadar donmuş olarak 6.000'dir. Yudenich yaralı sayısını vermemektedir. Paul Muratoff ise Rus ordusunun zayiatını 7 bin olarak vermektedir.[14]

21 Kasım’da 3. Ordu’nun galip durumdayken geri çekilmesi üzerine Erzurum ve Trabzon valileri, Teşkilatı Mahsusa liderleri tarafından Hasan İzzet Paşa aleyhinde Enver Paşa’ya şikayet telgrafları gelmeye başladı. Bu yüzden 3. Ordu’nun durumu hakkında telaşa kapılan Enver Paşa durumu mahallinde tetkik etmek için Kafkasya’ya hareket etmek istedi. Fakat Kabinedeki diğer nazırlar, Enver Paşa’nın Harbiye Nazırı olarak başkent İstanbul’dan ayrılmaması gerektiğini söylediler. Bu yüzden Enver Paşa 25 Kasım’da kendi yerine Hafız Hakkı Bey’i cepheyi teftiş etmek üzere Kafkasya’ya gönderdi. Hafız Hakkı Bey 26 Aralık akşamı Trabzon’a ve 29 Kasım’da Erzurum’a ulaşmıştır. Buradan çektiği telgraflarla Türk Genelkurmayını Kafkas cephesinde yaptığı incelemeler hakkında bilgilendirdi.[15]

Enver Paşa Gelene Kadar Hafız Hakkı Bey’in Yaptığı İncelemeler hülâsaten şöyleydi:

  • Trabzon-Erzurum arasındaki menzil teşkilatı düzenli bir şekilde çalışmamaktadır, şose tahrip ve terk edilmiş bir halde ve yük taşıma hayvanları az ve bakımsızdır. Yolun düzgün olduğu yerlerde birkaç kamyonet çalıştırılmaktadır. Bu yüzden bu duruma acil çare bulunmazsa 3. Ordu’nun yiyecek, giyecek ve cephane eksikliği çekeceği kesindir (bu durum düzeltilemediği için 1918’e kadar 3. Ordu yiyecek, giyecek ve cephane eksikliği çekmiştir).
  • Rusların sağ kanadına doğru Oltu üzerinden kuşatma harekatı icra etmek mümkündür. 9. ve 10. Kolordu’lar bu iş için görevlendirilmelidir. 11. Kolordu ise cephede Rusları oyalamak için bırakılmalıdır.
  • 9. ve 10. Kolordu’ya bu zorlu kuşatma işi için metanet ve cesarete sahip olan bir kumandan tayin edilmesi lazımdır (Hafız Hakkı Bey bu maddede şahsını kastediyor).
  • 3. Ordu Kumandanı Hasan İzzet Paşa ve Alman kurmay başkanı Binbaşı Guse mütereddittir. Bu yüzden Guse görevden alınarak, Hasan İzzet Paşa’yı aktif harekete özendirecek başka bir kurmay başkanı getirilmelidir.[16]

Komuta değişiklikleri

10. Kolordu’nun taburlarının dolgun mevcutları, eksiksiz giyim kuşamları 10. Kolordu kumandanı Ziya Paşa’nın kolordusunu savaşa başarılı bir şekilde hazırladığını gösteriyordu. Fakat Hafız Hakkı Bey 4 ve 5 Aralık’ta çektiği telgraflarda Ziya Paşa’nın Kafkasya’ya ulaşırken yolda çok zaman kaybettiğini gerekçe göstererek Ziya Paşa’nın görevinden alınmasını ve kendisinin 10. Kolordu kumandanı yapılmasını talep etti. Enver Paşa Hafız Hakkı Bey’in bu talebini 7 Aralık’ta verdiği emirle gerçekleştirdi.[17] 9. Kolordu kumandanı Ahmet Fevzi Paşa ise Hasan İzzet Paşa’nın 21-22 Kasım gecesi yaptırdığı ihtiyari geri çekilişe karşı şiddetli eleştirilerde bulunması ve “bu durum devam ederse, ordunun geleceğinin Balkan felaketinden farklı olmayacağını” söylemesi üzerine Hasan İzzet Paşa Enver Paşa’ya telgraf çekerek Ahmet İzzet Paşa’yı ordunun geleceği hakkında bedbin (karamsar) olmakla suçlayarak görevinden alınarak emekli edilmesini ve yerine 34. Tümen kumandanı Ali İhsan Paşa’nın geçirilmesini talep etti. Enver Paşa 2 gün sonra Hasan İzzet Paşa’nın bu talebini yerine getirdi. Bazı kaynaklarda Hasan İzzet Paşa haricinde Ahmet Fevzi Paşa (Paul Muratoff ve W. D. E. Allen’ın eserinde Fevzi Çakmak ile karıştırılmıştır. Ahmet Fevzi Big ile Mustafa Fevzi Çakmak farklı kişilerdir), Ziya Paşa ve Galip Paşa’nın Sarıkamış Harekatına muhalefet ettiği için görevlerinden alındığı yazsa da bu bilgi doğru değildir.[18] Ahmet Fevzi Paşa’nın görevden alındığı zaman, Ahmet Fevzi Paşa’ya Sarıkamış Harekatı planından söz edilmemişti. Hafız Hakkı Bey 29 Kasım’da Erzurum’a geldikten sonra emekli olmuş Ahmet Fevzi Paşa ile görüş alışverişinde bulunduğu zaman Hafız Hakkı Bey Ahmet Paşa’yı taarruz planından haberdar etmişti. Ahmet Fevzi Paşa, Hasan İzzet Paşa’nın fikrine benzer bir şekilde kuşatmayı yapan 9. ve 10. Kolordu’nun dağ yollarını çok zorlukla aşacağını ve o sırada tek başına kalan 11. Kolordu’nun Rus ordusu tarafından ezilebileceğini tasrih ederek ancak 3. Ordu’nun bir Kolordu ile daha takviye edildikten sonra taarruzun düşünülmesini söylemiştir. Ziya Paşa’nın emekli edilmesi Hafız Hakkı Bey’in 10. Kolordu kumandanlığına kendisinin getirilmesi yolundaki teşebbüsleri sonucunda olmuştu. Galip Paşa ise Sarıkamış Harekatı boyunca 11. Kolordu kumandanı olarak kalmıştır ve görevinden alınmamıştır.[19]

3 Aralık akşamı Hafız Hakkı Bey’in Sarıkamış taarruzunun yapılabileceğine dair telgrafını alan Enver Paşa, Sarıkamış seferinin başarıya ulaşacağına inancı kuvvetlenmiş ve son durumu görmek için 6 Aralık’ta Yavuz kruvazörüne binerek 3. Ordu’ya doğru yola çıkmıştır.[20]

Yola çıkmadan önce 6 Aralık’ta Liman Von Sanders’i ziyaret ederek böyle bir taarruzu yapmayı planladığını Liman Paşa’ya beyan etmiştir. Liman Paşa 9. ve 10. Kolorduların izleyeceği yolların dar dağ yollarından ve patikalardan ibaret olduğunu ve bu mevsimde bu yolların karla kaplı olacağını söyleyerek, bu sebeple 9. ve 10. Kolordu’nun düşmanın gerisine ve yanlarına ulaşma amacına ulaşana kadar büyük zorluklar çekileceği ve ulaşsa bile bu kolordulara erzak ve cephane nakliyatı yapılamayacağı söyleyerek, Sarıkamış Harekatının yapılmasına karşı çıktı. Enver Paşa bunların hepsinin göz önünde bulundurulduğunu ve bütün yolların keşfedildiğini veya edileceğini Liman Paşa’ya söyleyerek Liman Paşa’nın fikrine katılmadığını söyledi. Liman Paşa bundan sonra Enver Paşa’nın kurmay başkanı Bronsart Paşa’yı, Enver Paşa’yı yapılması planlanan harekattan vazgeçirmesi için ikna etmeye çalıştı. Fakat Bronsart Paşa da bu harekatın yapılmasını destekliyordu. 6 Aralık’ta Almanların İstanbul büyükelçisi Wangenheim Alman Dışişleri Bakanlığına, Enver Paşa’nın 3. Ordu kumandanlığını Liman Von Sanders’e teklif ettiğini ancak bu teklifin Liman Paşa tarafından kabul edilmediğini yazmıştı.[21] Liman Von Sanders hatıralarında bu tekliften söz etmez.

6 Aralık akşamı İstanbul’dan Yavuz kruvazörüne binen Enver Paşa 8 Aralık’ta Trabzon’a,12 Aralık’ta da Erzurum’a ulaştı. Hasan İzzet Paşa ile planlanan taarruzun başarı ihtimali hakkında konuştu. Hasan İzzet Paşa kuşatma çemberinin dar tutulursa bu taarruzun başarılı olabileceğini söyledi. Enver Paşa bundan sonra askerleri de teftiş ederek, askerlerin büyük kısmının kışa uygun kıyafetlerinin olmadığını, cephanenin ve erzağın tükenmek üzere olduğu ve zorlukla ikmal edilebildiği gördü. 3. Orduya kışlık kıyafet, erzak, cephane, savaş mühimmatı götüren Bahri Ahmer, Bezmi Alem ve Midhat Paşa isimli 3 vapur 7 Kasım 1914’de Rus savaş gemileri tarafından batırılmıştı. Bundan sonra yerel imkanlarla eksikliklerinin gideremeyen 3. Ordu askerlerine Enver Paşa düşman arazisinden ele geçirilecek ganimetlerle bu mahrumiyetlerin telâfi edileceğine dair vaatler vererek askerleri taarruz için cesaretlendirmeye çalıştı.

Enver Paşa 17 Aralık’a kadar, 3. Ordu’nun maddi imkansızlıklarını gidermek için emirler verdi, bu durumun sorumlusu olarak gördüğü memurları görevinden aldı ve yerine başka memurları atadı.[22] Hasan İzzet Paşa’nın kendisi gibi Ruslara taarruz etme fikrinde olduğunu gördükten sonra, Kafkasya’da durmasının bir sebebinin kalmadığını düşünerek 17 Aralık’ta Köprüköy’den Erzurum’a döndü. Ali İhsan Sabis’e göre Enver Paşa veda esnasında diğer subayların huzurunda Hasan İzzet Paşa’ya şu sözleri söylemişti: "Ben Erzurum'a gidiyorum. Ya oradan İstanbul'a dönerim, veya seyirci sıfatiyle. hareketlerinize bakarım".[23] Enver Paşa’nın Erzurum’a dönüşünden sonra 18 Aralık’ta Hasan İzzet Paşa, Enver Paşa’ya şu telgrafı çekmiştir:

“9. Kolordu, 10. Kolordu kolbaşları Kötek-Kars yoluna sekiz dokuz günde varır, bu esnada yalnız kalan 11. Kolordu’nun ezilmeyeceği şüphelidir. Kolbaşları büyük dağlardan çıkınca kendilerinden pek az olmayan düşman karşısında güç bir vaziyete düşeceklerdir. Bu taarruzi meydan muharebesinin neticesini hazırlığımıza göre meşkuk (kuşkulu) görüyorum. Ademî muvaffakiyet (başarısızlık) halinde uzun sürecek olan sefer aleyhimize dönecektir. Meydan muharebesi vermeyip İd’deki (Narman) düşmanı tartla (kovmakla) iktifa edelim (yetinelim). İlerisi için taarruz ve istilâya ümit bırakılır…”[24]

Hasan İzzet Paşa bu telgrafından sonra 18 Aralık akşamı bir telgraf daha çekerek 3. Ordu kumandanlığından istifasını sunmuştur:

“Ben bu hareketleri icra için nefsimde (kendimde) kuvvet ve itimat göremediğimden ve esasen fevkalâde bir asabiyet gelerek rahatsız olduğumdan memuriyeti hâzıramdan affımı istirham ederim”.[25]

Enver Paşa bunun üzerine Hasan İzzet Paşa ile görüşmek üzere Köprüköy’e dönmüş ve Hasan İzzet Paşa’yı ikna edemediğinden, 3. Ordu kumandanlığını üstlenerek harekatı kendi kumanda etmeye karar vermiştir. Yavuz Özdemir Enver Paşa’nın baştan beri İstanbul’a dönüş niyetinde olmadığını ve Hasan İzzet Paşa’yı görevinden alma gibi bir niyeti olmasa da harekâtta gerekli olacak koordinatörlük vazifesini yapmak için [cepheye] geldiğini savunmaktadır.[26] Buna karşılık Enver Paşa’nın zevcesi Naciye Sultan’a 19 Aralık 1914 tarihli yazdığı mektup Enver Paşa’nın teftişlerden sonra İstanbul’a dönmek niyetinde olduğunu ve Hasan İzzet Paşa’nın istifası üzerine cephede kalmak zorunda kaldığına delil teşkil etmektedir:

"Bak ben yakında avdeti [dönmeyi] umarken şimdi zuhûr eden bir hâl beni daha bir müddetçik buraya bağladı. Üçüncü ordu kumandanı Hasan İzzet Paşa orduyu bundan böyle idare için kendisinde cesaret göremediğini söylüyor. Akşamki telgrafından bunu anlayınca bugün hemen buraya karargâha geldim. Hepsini itiraf etti. Bunun üzerine kendisini derhal tekaüd (emekli) etmek lâzımdı. Fakat vazgeçtim. Şimdilik İstanbul'a göndermekle iktifa ettim. Fakat herhalde tekaüd olacak. Bakınız hep umduğum adamlar böyle çıkıyor. Ne yapalım yeni iş yeni adam istiyor. Zararı yok. Şimdilik Üçüncü orduyu ben idare edeceğim. Bu devr-i hareket bitince birini tayın edeceğim. Tasavvurumda kimin olduğunu bilirsiniz.”[27]

Kuşatma planı

Kuşatma planını Hasan İzzet Paşa hazırlamıştı. 19 Aralık’ta 3. Ordu kumandanlığını geçici olarak üzerine alan Enver Paşa Hasan İzzet Paşa’nın planını değiştirmeden ordu emri olarak yayımlamıştır. Sarıkamış Harekatının planını içeren ordu emri:[28]

3 ncü Ordu Komutanlığı Köprüköy öğleden sonra

19 Aralık 1914

22 Aralık 1914 günü için emir.

1. Düşman asıl kuvvetleri eski mevzisindedir.

2. Düşman asıl kuvvetlerini Kars istikametinden ayırarak Aras

Vadisi’ne doğru güneye atmak üzere 3 ncü Ordunun kuvvetlerinin tamamı ile

Oltu istikametinden düşmanın sağ kanadı gerilerine doğru ilerleyecektir.

3. Nizamiye 2 nci Süvari Tümeni piyade ve topçu ile takviye edildiği

hâlde düşmanın Aras Nehri güneyindeki kanadına taarruz edecek ve onun

dikkatini bu kanada çekecektir. [Bu hususta ayrıca talimat verilmiştir.]

4. 11 nci Kolordu kendi mevzisinde kalacak ve düşmanın dikkatini

çekmek için bütün cephede gösteri taarruzu yapacak, düşman bütün

kuvvetleri ile ilerlediği takdirde ilerlemesini durduracaktır. [11 nci Kolorduya

özel talimat verilmiştir.]

5. 9 ncu Kolordu en azından iki kol ile [sol kol Ekrek - Yeniköy

yolunda] yürüyecek hiç olmazsa Kızılkilise - İd yoluna varacaktır. Düşmanın

İd müfrezesinin doğuya doğru asıl kuvvetlerine katılmasına kesin surette

engel olacaktır.

6. 10 ncu Kolordu, bir tümeni ile İd’e, diğer iki tümeni ile Ardos’a

varacaktır. Her iki kol rastladıkları düşmana taarruz edecektir. Harekât

emredildiği gibi yapıldığı takdirde 23 Aralık 1914 günü, 9 ncu Kolordunun

Çatak - Petkir hattına ve 10 ncu Kolordunun Oltu yönüne doğru ilerlemesi ve

24 Aralıkta 9 ncu Kolordunun Kötek ve 10 ncu Kolordunun Bardız

istikametine yürümesi muhtemeldir.

7. Keşif bölgeleri: Süvari Tümeniyle 11 nci Kolordunun keşif

bölgesi sınırı Aras Nehri’dir…

8. Muhabere şekli hakkında ayrıca emir verilecektir.

9. Ordu karargâhı Köprüköy’dedir.

Başkomutan Vekili

Enver[29]

Harekât güçleri

3. Ordu kış kıyafetiyle

Türk Tarafı

3. Ordu, 94 tabur, 90 bin asker (75.600 tüfek), 73 makineli tüfek, 218 top[30] – (Tuğgeneral) Enver Paşa, Kurmay Başkanı General Bronsart Von Schellendorf, Kurmay Başkanı yardımcısı Felix Guse, Harekat Şubesi Müdürü binbaşı Feldmann[31]

10. Kolordu Tortum çevresinde, 33 tabur, 40 bin asker (28 bin tüfek), 20 makineli tüfek, 56 top[30] – Albay Hafız Hakkı Bey

30. Tümen – Yarbay Ali Osman Bey

31. Tümen – Albay Hasan Vasfi Bey

32. Tümen – Yarbay Abdülkerim Bey

Stange Bey Müfrezesi Arhavi’de, bir piyade alayı (3 tabur: 3 bin asker) ve Teşkilat-ı Mahsusa çetelerinden ibaret (10. Kolordu’ya bağlı) – Stange Bey

9. Kolordu Kuşa, Pertanos bölgesinde, 27 tabur, 28 bin asker (21 bin tüfek), 23 makineli tüfek, 58 top[30]Ali İhsan Paşa

17. Tümen – Albay Ali Rıza Bey

28. Tümen – Albay Ethem Bey

29. Tümen – Albay Arif Bey

11. Kolordu, 34 tabur (6 taburdan oluşan 37. Tümen muharebeye katılmamıştır. 11. Kolordu’nun kuvveti 20 bin tüfekten fazla değildir), 23 bin tüfek, 16 makineli tüfek, 94 top[30] – Tuğgeneral Galip Paşa

18. Tümen – Albay Mustafa Nimet Bey

33. Tümen – Şevket Bey

34. Tümen – Grebeneli Bekir[32]

2. Nizamiye Süvari Tümeni, Aras Nehrinin güneyinde, 4.400 tüfek, 16 makineli tüfek, 10 top[30] – Yarbay Yusuf İzzet Bey

Rus tarafı

Ruslar Batı cephelerini takviye etmek için 2. ve 3. Kafkas ve 1. Türkistan Kolordularını Batı cephesine yollamışlardı. Bu yüzden Rus Kafkas Ordusu 1. Kafkas Kolordusu (32 tabur), 2. Türkistan Kolordusu (21 tabur), 3 Plaston tugayı (18 tabur), 66. Tümen (16 tabur) ve birtakım bağımsız müfrezelerden ibaretti. Savaşın başlangıcındaki Rus kuvveti 100 piyade taburu (100 bin asker), 117 süvari bölüğü (15 bin süvari) ve 256 toptu. Ermeni ve Gürcü gönüllüler ve yeni oluşturulan 3. Kafkas Avcı Tugayı (8 tabur) ile takviye edilen Rus Kafkasya Ordusu 130 bin asker civarındaydı. Başlangıçta Rus taburları 1250-1300 piyadeden oluşurken Türkistan ve Plaston taburları nadiren 800 askerden fazlaydı. Türklerin karşısında, 1. Kafkasya Kolordu’sunun 30 taburu, 2. Türkistan Kolordusu ve 11 Plaston taburu bulunuyordu.[33] Bunun haricinde Kars’ta 66. Tümenin 4 taburu ve Tiflis’te yeni oluşturulmuş 3. Kafkas Avcı tugayı (8 tabur) ve Sibirya Kazak Tugayı (12 süvari bölüğü) vardı. Bu kuvvetler haricindeki Rus birliklerinin 12 taburu Batum ve çevresinde, 8 Taburu ve 30 süvari bölüğü Iğdır’da, 8 tabur ve 24 süvari bölüğü İran Azerbaycan’ındaydı ve Sarıkamış muharebelerine katılmadılar.[34] Türkler ise bu muharebede kesin sonuç alabilmek için tüm birliklerini ileri sürmüşlerdi. Rusların başka bir avantajı Rus askerlerinin tamamının kışlık elbise giydirilmiş olması, sıhhiye teşkilatının Türklerden çok daha iyi durumda olması (muharebenin başlangıcından itibaren, Türk tarafında her gün 500 asker hastanelerde ölmüştür. Hastanede ölen askerlerin sayısı 10 binden fazlaydı).[35]

Kafkasya Ordusu, 78 bin asker (60 bin piyade, 4 bin süvari, Kars’ta ve Tiflis’te 14 bin yedek kuvvet) ,[34] tüm Kafkasya ordusundaki toplam top sayısı 256[36] (Türk ordusunun karşısında bulunan birliğin top sayısı, Türk ordusuna hemen hemen eşit)[34] – Başkumandanı General Graf Vorontsov Dashkov, Yardımcısı General Myshlayevski, Kurmay Başkanı General Yudenich.[37]

Kuzeyden Güneye;

Oltu Müfrezesi Oltu-Narman bölgesinde, 8 tabur (8 bin piyade),[34] 700 süvari, 24 top[34] – General Istomin.

2. Türkistan Kolordusu (21 tabur, 42 top),[34] 39. Tümen (16 tabur 48 top), 80. Piyade Alayı (4 tabur),[38] Sinamir – Ardos – Horasan- Yüzviran hattında,[39] toplam 41 tabur 30 süvari bölüğü (3000 süvari),[34][40] 138 top[34] – General Bergmann.

1. (6 taburundan 5 taburu) ve 2. Plaston (6 tabur) Tugayları, 500 kişiden kurulu bir Ermeni gönüllü taburu,[38] 79. Alayın 2 taburu, Kazak (Cossack) Süvari Alayı (6 bölük) Aras Nehrinin güneyinde.

Harekâtın aşamaları

Enver Paşa ve Otto von Feldmann cephe birliklerini izliyorlar.

22-25 Aralık Kuşatma Manevrası

9. ve 10. Kolordulara Horasan civarında mevzilenen Rus ordusunun kuzeydoğusundan hareket Rus Ordusunun kuşatması emredilmişti. 22 Aralık sabahı Toygarlı Köyünden harekete geçen 9. Kolordu 24 Aralık akşamında en öndeki 29. Tümeniyle Bardız (Gaziler) Köyüne ulaştı.[41]

9. Kolordu bu hareketi sırasında önüne çıkan Rus keşif kollarını, Ruslar tarafından Oltu müfrezesiyle iletişimi sağlamak için görevlendiren memurları esir alıyor, bozguna uğratıyor veya kovalıyordu. Bu olaylara rağmen Ruslar Türk ordusunun kendilerini kuşattığını fark etmemişlerdir. Halbuki 9. Kolordu’nun kullandığı Toygarlı-Lafsor-Çatak üzerinden geçen top yolu isimli yol Ruslar tarafından bilinen bir yoldu. Ruslar bu yolun büyük birliklerin geçişine imkan vereceğini düşünmüyordu. Bu zamana kadar bu yoldan 9. Kolordu gibi 28 bin askere sahip büyük bir birlik geçirilmeye çalışılmamıştı.[42]

General Istomin General Bergmann’a gönderdiği raporda birkaç tabur Türk birliğinin Top Yolundan ilerlediğini bildirmişti. General Bergmann bu haberlere önem vermemiş ve Türklerin böyle cüretkar bir kuşatma harekatına girişebileceğine ihtimal vermemiştir.[43] En son 24 Aralık’ta 29. Tümen Rus sınır müfrezesini Bardız’dan kovduktan ve bu sınır müfrezesi Bardız’ın güçlü Türk birlikleri tarafından işgal edildiği bildirildikten sonra Ruslar tamamıyla savunmasız bulunan Sarıkamış’a asker sevk etmeye başlamışlardır.[44]

22 Aralık’ta 10. Kolordu’nun 30. ve 32. Tümenleri Kaleboğazı’na, 31. Tümeni İd’e (Narman) taarruz etti. 30. ve 32. Tümenler Rusların tedbirli davranarak, artçı muharebesi yaptıktan sonra geri çekilmeleri dolayısıyla Rusları kuşatıp imha etme amacına ulaşamadı 30. ve 32. Tümenler düşmanı Oltu’ya kadar kovaladıktan sonra havanın kararması ve engebeli arazide yapılan cebri yürüyüşler dolayısıyla askerlerin yorgun düşmesi sebebiyle bugün Oltu’yu alamadı. 31. Tümen de karşısından çekilen Rusları takip ederek Rus Narmanı’nı ele geçirdi. Geceyi Rus Narman’ında geçirdikten sonra Narman-Oltu arasındaki Rus kuvvetine taarruz ederek Albay Kutetadze’yi 750 asker (30. ve 32. Tümenlerle birlikle Ruslardan alınan esir miktarı 1000’dir), 4 top ve 12 makineli tüfek ile birlikte ele geçirdi. 23 Aralık’ta 31. Tümen Oltu’ya doğru ilerlerken sol taraftan şiddetli topçu ateşine tutuldu. Kendisine ateş eden birliklerin 32. ve 30. Tümenlerin Kaleboğazı’ndan sürdüğü Rus birlikleri olduğunu zanneden 31. Tümen, karşıdan gelen topçu, piyade, makineli tüfek ateşlerine önem vermeyerek ileriye atıldı. Düşmanla arasında mesafe azalınca, düşman birliğinin arkasının Kaleboğazı olduğu ve cephesinin Oltu’ya yöneldiği anlaşıldı. 31. Tümen kendisine saldıran birliğin Ruslara ait olup olmadığı hakkında şüphelenmeye başladı. İki taraf birbirine işaret verdi. En sonunda 31. Tümenin Ruslarla değil Türklerin 32. Tümeniyle savaştığı anlaşıldı. Bu muharebe 4 saat sürmüştür.[45] Köprülülü Şerif İlden, bir kumandan arkadaşının söylediğine göre bu muharebede 2.000 zayiat verildiğini beyan etmektedir.[46] Fakat Fahri Belen bu muharebede savaşmış subaylardan zayiat miktarını sormuş; Binbaşı Rıfat ölü ve yaralı sayısını 70, 92. Alay yaveri Emin 40, Kaymakam (yarbay) Ali Rıza 27 ve Binbaşı Rasim 253 kişi olarak zayiat sayısını vermişlerdir.[47] Bu muharebede uğranılan kayıpların miktarı kesin olarak bilinmese de 2.000 kadar yüksek bir kayıp verildiğini zannetmiyoruz. Fakat Rusların çok zayiat vermeden çekilmelerine sebep olduğu için bu muharebe Türkler için çok zararlı olmuştur. Türk birliklerinin kazara birbiriyle muharebeye tutuşmasından dolayı ortaya çıkan fırsattan yararlanan General Istomin, Oltu’yu tahliye ederek birliklerini Oltu’nun doğusundaki Tuzlalar mevziine çekmiştir. Hafız Hakkı Bey askerin moralini yükseltmek için askerlerin Oltu kasabasını yağmalamasına izin vermiştir. Bu yağma düzensiz bir şekilde yapıldığı için orduyu günlerce besleyebilecek yemek ve erzak depoları israf edilmiştir.[48] 23 Aralık’ta 10 Kolordu Oltu’da geceledikten sonra, Hafız Hakkı Bey Enver Paşa’nın emrine uyarak Vartanut (Aktaş)-Beyköy hattına ilerlemek yerine, sadece 32. Tümeni bu tarafa yollamış ve diğer 30. ve 31. Tümenlerle Oltu’nun doğusuna çekilmiş mevcudunun yarısını kaybetmiş Oltu müfrezesini takibe koyulmuştur. 2 gün boyunca takip ve muharebe sonucunda 30. ve 31. Tümenler 25 Aralık’ta Allahu Ekber dağlarının eteklerindeki Akşar ve Ormanlı köylerine ulaşmıştır. Bu muharebelerde 10. Kolordu bir piyade tugayından oluşan Rus birliğine bir hayli kayıp verdirse de, ordusuna 2 gün kaybettirmiştir.[49][50]

10. Kolordu 23 Aralık’ta Oltu’ya ulaştıktan sonra, Istomin müfrezesinin peşine düşmek yerine, Bardız’a yönelmeliydi. Hafız Hakkı Bey Sarıkamış-Kars demiryolunu kesmek için Bardız’a yönelmek yerine, Oltu-Penyak-Başköy-Selim yolunu tercih etmiştir. Diğer bir gerekçe olarak 3 tümeni birlikte aynı yoldan yürütmenin büyük bir zaman kaybına yol açacağını belirtmiştir. Fakat 30. ve 31. Tümenlerin Allahu Ekber Dağlarında uğradığı felaket Hafız Hakkı Bey’in sunduğu gerekçeleri önemsiz kılmaktadır. Yarbay Hakkı Akoğuz, sahra toplarının ancak Oltu-Ersinek (Ormanlı Köyü)- Allahuekber dağları üzerinden taşınabilmesi, 32. Tümenin de hemen hemen aynı zamanda 30. ve 31. Tümenlerle aynı noktalara ulaşması (32. Tümen 26 Aralık akşamı Bardız’a ulaştığında, 30. ve 31. Tümenler de Başköy’e ulaşmıştır) gibi delilleri göstererek Hafız Hakkı Bey’in Allahu Ekber dağları yolunu seçerek yanlış bir karar vermediğini savunmaktadır.[51] 30. ve 31. Tümen 26 Aralık’ta Başköy’e ulaşmış olsalar da, Allahu Ekber dağlarında karın çokluğu ve yolsuzluk sebebiyle, 27 Aralık sabahında bile, birliklerin büyük kısmı Allahu Ekber dağlarından çıkamamıştır. Aynı zamanda 32. Tümenin kullandığı yol İlden’in eserinde tavsiye ettiği yol değildir. 32. Tümen de gereğinden fazla dolanarak Bardız’a ulaşmıştır. Bu sebeple Yarbay Hakkı Akoğuz’un mütalaasına katılmıyoruz.

24 Aralık'ta taarruz planı değiştirilmiştir. 19 Aralık’taki taarruz emrinde, 10. Kolordu’nun 24 Aralık’ta Bardız’a (Gaziler), 9. Kolordu’nun Kötek’e hareket etmesi emredilmişken, 23 Aralık akşamı Narman’dan 24 Aralık için verilen Enver Paşa’nın emrinde 10. Kolordu Vartanut (Aktaş)-Beyköy hattına, 9. Kolordu Zakim’in (Şenpınar) 4 kilometre doğusundaki Kiliseye ulaşması emredilmişti. Felix Guse bu değişikliğin sebebinin Kötek yolunun karlı olması olduğunu söylemektedir.[52] Türk kaynakları böyle bir bilgiden söz etmezler. 24 Aralık’ta en önde yürüyen 29. Tümen, Rusların bir hudut müfrezesini Bardız’dan atmış ve Bardız Köyünü ele geçirmiştir.[53] Ruslar Köydeki eşyaları tahrip edecek zaman bulamadıkları için Bardız’dan Kolordu’yu günlerce besleyecek kadar yiyecek elde edilmiştir. Bugün 28. Tümen Terpenk (Yukarıçamlı) köyüne, 17. Tümen 24 Aralık Norşin’e ulaşmıştır fakat 17. Tümen Çatak yakınlarında kar fırtınasına yakalandığı için mevcudunun yüzde 40’ını kaybetmiştir.[54] Bu Tümenin dinlenerek etrafa dağılmış askerlerini toplaması gerekirdi lakin Enver Paşa’nın Sarıkamış’a aceleyle hareket emrini aldığı için 17. Tümen perakendesini (etrafa dağılmış askerler) toplayamamıştır.

Bu 3 günlük harekat sonucunda 9. Kolordu'nun mevcudu 28 binden her tümende 6 bin asker olmak üzere 18 bine inmişti.[55] Kar fırtınasına yakalandığı için en büyük kayıp yüzde 40 zayiatla 17. Tümendeydi.

24 Aralık akşamı 14 saatlik yolculuk sonucunda Narman’dan Bardız’a gelen Enver Paşa, kurmaylarını ve 9. Kolordu kumandanını ve kurmay başkanını (Köprülülü Şerif İlden) karargahına çağırarak görüşlerini sormuştur. Önce Ali İhsan Paşa, ondan sonra binbaşı Feldmann ve Bronsart Paşa Enver Paşa’ya 3 gündür engebeli arazide zorlu yürüyüşler sonucunda yorgun düşmüş olan 9. Kolordu askerlerinin 10. Kolordu gelene kadar Bardız’da dinlendirilmesi gerektiğini söylemiştir. Bu dinlenme esnasında 9. Kolordu etrafa dağılmış kuvvetlerini de toplayabilecekti. Enver Paşa ise esir alınan Rus askerlerinden Sarıkamış’ın Ruslar tarafından neredeyse savunmasız bırakıldığı bilgisine dayanarak Sarıkamış’a hemen 25 Aralık’ta hareket edilmesi gerektiğini düşünüyordu.[56][57] Rusların Türklerle muharebeye girmeden geri çekileceğini ve bu yüzden hemen Rusların demiryolunun geçtiği Sarıkamış alınırsa, Rusların geri çekiliş yolu kesileceği için kendiliğinden teslim olacaklarını düşünüyordu.[58] 29. Tümen Enver Paşa’nın emri doğrultusunda 25 Aralık sabahı Sarıkamış’a doğru hareket etti. Bardız-Sarıkamış arası sadece 24 kilometre olsa da yolun yeni yağmış 30 cm kalınlığındaki karla kaplı ve eğimli olması askerlerin çok yavaş hareket etmelerine sebep oluyordu.

Rus Ordusu Başkumandanının Cepheye Yeni Kumandanlar Göndermesi (23 Aralık 1914)

Rus Kafkas Ordusu Başkumandanı General Vorontsov Dashkov, Enver Paşa’nın Erzurum’a geldiği ve 22-23 Aralık’ta Rusların General Istomin kumandasındaki Oltu müfrezesinin Türkler tarafından şiddetli taarruzuyla bozguna uğratıldığı haberini aldıktan sonra, Sarıkamış Grubunun geleceğini tehlikeli görerek, yardımcısı General Myshlayeski ve kurmay başkanı General Yudenich’i maiyetleriyle beraber 23 Aralık’ta sürat treniyle Rus ordusuna göndermiş ve bu kurmaylar 24 Aralık’ta Mecingirt’te General Bergmann ile görüşmüşlerdir.

General Bergmann, General Istomin’e yapılan taarruzu önemsiz gördüğünü ve kendisinin asıl Türk taarruzunun Rusların sol kanadına yönelik olacağını düşündüğünü beyan etmiştir. General Yudenich ise doğru bir şekilde, Türklerin Rusların sağ kanadını kuşatmaya başladıklarını ve 23 Aralık’ta 11. Kolordu’ya karşı başlanan taarruzun durdurularak, Pasin ovasında evvelce yapılmış tahkimata dayanılarak savunmaya geçilmesi ve hemen savunmasız bırakılmış Sarıkamış’a ön cepheden takviye kuvvetleri yetiştirilmesinin gerektiğini söylemiştir.

General Myshlayevski, Başkumandan General Dashkov’un emrine dayanarak General Bergmann’ı grup kumandanlığı görevinden almış ve onun yerine kendisi Sarıkamış Grup Kumandanı olmuştur. General Bergmann’ı gene de 1. Kafkasya Kolordusu kumandanı olarak bırakmıştır. General Myshlayevski bunun dışında 2. Türkistan Kolordusu ile 1. Kafkasya Kolordusunun 6 taburunu Karma Kolordu adında birleştirilmiş ve Karma Kolordunun kumandanlığına General Yudenich'i getirmiştir. 24 Aralık 16.30’da[59] verdiği ilk verdiği emirde Yudenich’in Karma Kolordusuna ve Bergmann’ın 1. Kafkasya Kolordusuna Köprüköy istikametinde taarruz etme, General Istomin’e Kars’tan Merdenek’e (Göle) gelecek 3. Kafkasya Avcı Tugayı ile karşısındaki Türk kuvvetlerine taarruz ederek Oltu’yu geri alma (Bergmann'ın taarruz fikridir) ve 3 taburluk 18. Türkistan Avcı Alayı ile de Bardız’ı işgal ederek Sarıkamış’a giden yolları kontrol etme (Yudenich'in Türklerin Sarıkamış'a doğru taarruz edecekleri tahmini üzerine verilmiştir) emrini vermiştir. Farklı fikirde olan 2 kumandanın (Bergmann ve Yudenich) fikirlerini birlikte içeren bu emir çelişkilidir. Bir yandan Köprüköy istikametinde taarruz ederken diğer yandan ordunun gerisi olan Sarıkamış'ı takviye etmek emirleri birbiriyle çelişir, kuşatılma tehdidi içinde olan bir ordu cephe taarruzu yapmak yerine, Yudenich'in önerdiği gibi yanlarını ve gerisini örtecek savunma tedbirleri almalıdır.

Bu emri vermesinden birkaç saat sonra General Myshlayevski, 18. Türkistan Avcı Alayının Bardız’a ulaşamadan güçlü Türk kuvvetlerinin Bardız’u savunan Rusların sınır bölüklerini geri atarak Bardız’ı ele geçirdiği haberini almıştır Bu yüzden Myshlayevski Bergmann'ın önerisi olan Köprüköy istikametindeki genel taarruz emrini hemen geri almıştır (Muratoff’un eserinde emri geri alış tarihi 11.30 olarak verilmiştir. Yavuz Özdemir’in eserinde emrin veriliş tarihi 24 Aralık 16:30 olarak söyleniyor) ve Yudenich’in görüşünü haklı bularak, ön cepheden Mecingirt’e geri çekilmenin hazırlıklarına başlanması için emir vermiştir. General Yudenich 24 Aralık saat 11’de Sarıkamış’tan 2. Türkistan Kolordu’su kumanda etmek için ayrıldıktan sonra, yolda Karaurgan’daki 18. Türkistan Avcı Alayın bir taburunu ve 80. Kabardinski alayını (4 tabur) Sarıkamış’a ve 18. Türkistan Avcı Alayına, 17. Türkistan Avcı Alayını da ekleyerek Bardız’a gönderdi. Yudenich’in emriyle gönderilen bu kuvvetler Sarıkamış’ı Türklere karşı başarıyla savunmuştur.

25-26 Aralık 9. ve 10. Kolorduların Kar Fırtınasına Yakalanması

29. Tümen öğleyin Kızılkilise’ye, ondan biraz sonra saat 4’te Malakan Yaylasına ulaştı. Kızılkilise, Bardız köyü gibi Rus birlikleri tarafından hiçbir eşyasına dokunulmayarak terk edilmişti. Ali İhsan Paşa yorgunluktan ve akşama doğru havanın soğumasından dolayı askerler arasında donma vakalarının başladığını, bu yüzden 29. Tümenin Kızılkilise ve Malakan Yaylasında bugün geceledikten sonra 26 Aralık sabahı Sarıkamış’a yürünmesi gerektiğini söyledi. Enver Paşa sadece Sarıkamış'ın ele geçirilmesi ile Rusların teslim olacağını düşünüyordu.[56] Rusların sırf geri çekiliş yolu kapatıldığını görerek teslim olacağını düşünmek fazla iyimser bir düşünceydi.[58] 1000 Rus demir yolu işçisi ve 2 sınır muhafızı bölüğünün bir kısmından oluşturulan müfreze (Rusça sotni)[60] tarafından savunulan Bardız Geçidi'ne Enver Paşa taarruz emri verdi. Fakat taarruz sırasında ormanda dağılan Türk birlikleri donma ve firar yüzünden ağır zayiata uğradı.[61] İlden bu taarruzda 29. Tümenin yüzde 50 oranında zayiat verdiğini iddia etmektedir. Ali İhsan Paşa askerlerin yorgunluğunu gerekçe göstererek Enver Paşa'yı taarruzun durdurması konusunda ikna etti. Yarbay Guse ve Rus kaynakları o sırada Sarıkamış'ta sadece 2 bin kişiden oluşan derme çatma bir kuvvet olduğu için taarruza devam edilseydi Sarıkamış'ın alınabileceğini iddia etmektedirler.[62][63] Ali İhsan Paşa ve maiyeti Enver Paşa’ya büyük ısrarlar sonucu aldırmış olduğu bu karar Sarıkamış’ın ele geçirilmesini yüksek ihtimalle engellemiş olsa da Ali İhsan Paşa’nın baştan Enver Paşa’ya teklif ettiği gibi 29. Tümen 25 Aralık’ta Malakan Komu ve Kızılkilise'de gecelemiş olsaydı, 26 Aralık sabahı toplu ve zinde kuvvetleriyle Rusların 26 Aralık’ta takviye kuvvetler almasına rağmen Sarıkamış’ı 26 Aralık sabahı ele geçirirdi. 26 Aralık’ta mevcudunun üçte ikisini kaybetmiş (Bardız'da 10 bin askere sahip olan bu birlik Sarıkamış'ta 3 bin askere düşmüştü) 29. Tümen ve 17. Tümenin 2 alayının taarruzunu bile Ruslar büyük güçlükle durdurmuşlardır.

30. ve 31. Tümenler Hafız Hakkı Bey'in emri doğrultusunda 26 Aralık Gece 3’te Başköy-Beyköy hattına ulaşmak için Allahu Ekber dağlarına girmiştir. Bu 2 tümen soğuk, kar, yolların kötülüğü ve çıkan kar fırtınası sonucunda çok ağır kayıp vermiş ve Allahu Ekber Dağlarında 19 saat içerisinde çıktıktan sonra mevcudu 3200 askere inmiştir. Halbuki bu 2 tümenin 22 Aralık Harekat başlangıcı mevcudu 26 bindi. Hafız Hakkı Bey 26 Aralık öğle vakti gönderdiği posta eriyle, Enver Paşa’dan kolordusunu dinlendirmek ve perakendesini (döküntü, etrafa dağılmış veya firar etmiş askerler) toplamak için 2 gün süre istedi. Enver Paşa ise Sarıkamış’taki durumun kritik olması sebebiyle 10. Kolordu’nun derhal Sarıkamış’a hareket etmesini emretti.

Sarıkamış Muharebesi (26 Aralık 1914- 4 Ocak 1915)

26 Aralık sabahında Sarıkamış Ruslar tarafından 1500 deneyimli askerle takviye edildi.[64] Rusların aynı zamanda 2 sahra topu ve 16 makineli tüfekleri de vardı.[65] Sarıkamış'taki toplam Rus birliği böylece 3500-4000 askere çıktı.[64] Türk tarafında ise 29, ve 17. Tümenlerden geriye kalan yorgun ve açlık çeken 3,000 asker kamıştı. Türk ordusu Enver Paşa'nın emri doğrultusunda kayıplarını dikkate almadan ellerindeki tüm kuvvetlerle taarruz ettiler. İki taraf da çok ağır zayiata uğradı, fakat Ruslar Sarıkamış'ı elllerinde tutmayı başardılar. Kayıpların çokluğundan ve iki tarafın vadinin yamaçlarında karşı karşıya yerleştiği ve ilerlemek için vadinin çukurluğuna inmek lazım olduğu için Türk kumandanları Enver Paşa'ya taarruzu durdurma kararı aldırdılar. Sarıkamış'a taarruz eden Türk birliği akşama doğru 17. Tümenin 2 taburu ve 28. Tümenin 3 taburu ile takviye edildi. diğer tümenler gibi 9 taburdan oluşan 17. Tümenin taburları 300 askere inmişti.[66] 24 Aralık gecesi norşin'de 6,000[55] askere sahip olan 17. Tümenin 50 km cebri yürüyüşler sonucunda 2,700 askere düştüğü ortaya çıkmaktadır. Aynı şekilde 24 Aralık gecesi Bardız'da 6.000 askere sahip olan 29. Tümenin[55] 25 Aralık gece taarruzu gerçekleştirdiği için birliklerin mevcudu daha da düşmüştü. Şerif İlden 26 Aralık sabahı 17. Tümenin 4 taburu (1.200 asker[66]) ve 29. Tümenin toplam bir alaya eşit (3,000 asker) olduğunu bilgisinden yola çıkarak 29. Tümenin 1,800 askere düştüğü sonucunu çıkarabiliriz. Ziya Yergök'ün taburlarının 300 askerden fazla olduğu bilgisinden,[67] 17. ve 28. Tümenlerin bir günde 40–50 km cebri yürüyüş yaptığı için %55 zayiat verdiği, 29. Tümenin de cebri yürüyüş üzerine gece taarruzu yapması emrediliği için %70 oranında zayiat verdiği ortaya çıkmaktadır. Bu veriler, Ali İhsan Paşa'nın Enver Paşa'ya yaptığı cebri yürüyüşler yaptırmama, 24 Aralık gecesi orduyu dinlendirme ve 25 Aralık gecesi yerine 26 Aralık sabahı Sarıkamış'a taarruz etme tavsiyeleri dinlenseydi, başlangıçta 28 bin askere sahip olan 9. Kolordu 20 bin askerle Sarıkamış'a 27 Aralık'ta tüm kuvvetleriyle Sarıkamış'a taarruz eder, 10 bin asker tarafından savunulan Sarıkamış'ı kolaylıkla ele geçirebilirdi. Bu tavsiyelerin dinlenmemesi 9. Kolordunun 6 bin asker sayısına inmesine ve 26 bin askerden 3200 askere düşen 30. ve 31. Tümenlerle birlikte ve 9 günlük muharebe sonucunda 4 Ocak'ta toplam 25-30 bin Rus askeri tarafından mağlup edilmesiyle sonuçlanmıştır.


General Nikolski Türklerin 26 Aralık taarruzunu durdurmasının sebebini şu şekilde açıklanmaktadır:

“…Sarıkamış 'ta Rus topçusunun bulunmadığını bilen Türkler, 4 toplu bir bataryasını geçide ve açığa mevzilendirmişti. Açıkta mevzilenen bu batarya; hiç beklemediği bir anda iki toplu bir Rus bataryasının ateşine maruz kalarak, en kısa zamanda üç topunu kaybetti...”[68]

Türkler Rusların sahra toplarını kullandıkları için doğal olarak sahra topları olduklarını biliyorlardı. Türklerin toplarının (Türklerin elinde sadece kısa menzilli dağ topları vardı. Sahra topları arazinin uygun olmaması sebebiyle getirilememişti) ileri alınması emrini Enver Paşa Rus birliklerini daha etkin ateş altına almak için vermişti. Bu karar Türk toplarının lüzumsuz yere kaybedilmesine sebep olmuştu. Taarruzun durdurulmasının sebebi bu topların Ruslar tarafından imha edilmesi değildir, kayıpların çokluğu ve 10. Kolordu’nun yetişerek, savaşı Türklerin lehine çevirebileceğinin düşünülmesidir.

26 Aralık taarruzunda birçok düşük rütbeli subayla birlikte 86. Alay kumandanı Binbaşı Agah Bey de askerleri ileri sürerken, en önde Rus ateşi altında öldü. 27 Aralık taarruzunda da 85. Alay kumandanı Binbaşı Sabit Bey de aynı şekilde muharebede kaybedildi. Bu şekilde Sarıkamış harekatında sayısız eğitimli Türk subayı ön saflarda kaybedilmiştir.

26 Aralık gecesi Sarıkamış garnizon kumandanı General Voropanof, garnizondaki kayıpların çokluğundan dolayı, Sarıkamış'taki depoların tahrip edilerek Sarıkamış’ın terk edilmesini General Myshlayevski’den talep etti. General Myshlayevski Rusların geri çekilmesi için en iyi yolun Sarıkamış-Kars demiryolu olduğu için Sarıkamış’ın kesinlikle bırakılmaması gerektiğini bildirdi. General Myshlayevski ve Bergmann Türklerin kuşatma manevrası karşısında paniğe kapılmış ve yenilgiyi baştan kabul etmişlerdi. Karakurt-Kağızman yolu tekerli araçların geçişine uygun olmadığı için bu yoldan geri çekilmek mümkün değildi. Bu yüzden General Myshlayevski Sarıkamış-Kars demiryolunu kullanarak orduyu hatta en azından ordunun bir kısmını kurtarmayı düşünmüştü. Rus tarafında General Yudenich Türklerin yapmış olduğu zorlu yürüyüşler dolayısıyla çok kayıp verdiklerini ve yorgun düştüklerini düşünerek, geri çekilmek yerine Türklere karşı savunma yaparak başarı elde edebileceğini düşünen tek üst rütbeli kumandandı.

Hafız Hakkı Bey Kars’tan geldiğini haber aldığı Rus kuvvetlerini tuzağa düşürerek, hepsini esir alma veya imha etmeyi planladığı için, birliklerini demiryolu boyunca ileri geri yürüyüşler yaptırdı. Bu yüzden Sarıkamış’a ulaşması ancak 29 Aralık’ı buldu. Bu sırada Hafız Hakkı Bey 27 Aralık’ta kolordusundaki süvari birliğini yollayarak Selim istasyonunu işgal etti ve Sarıkamış-Kars demiryolunu buradan tahrip etti. Aynı gün emrinde bir piyade alayı ve Teşkilatı mahsusa çeteleri olan Stange Bey 2 bin Rus askeri tarafından savunulan Ardahan’ı ele geçirdi.

Bu haberler General Myshlayevski’yi derinden sarstı ve 28 Aralık sabahı kendisinin de esir düşeceğini düşünerek Mecingirt’ten atlara binerek ayrıldı ve önce Kağızman’a, ondan sonra Gümrü’den Tiflis’e doğru hareket etti. Kendi yerine ise bir başkumandan tayin etmedi. Kuvvetlerin yarısını General Yudenich yarısını da Bergmann yönetiyordu. Bu yüzden General Bergmann ile Yudenich arasında birçok sürtüşme çıktı. Bu sebeple zafer kazanıldıktan hemen sonra (6 Ocak 1915) General Bergmann görevinden alındı ve yerine tüm kuvvetlerin kumandanı olarak General Yudenich tayin edildi.

Hafız Hakkı Bey’in Vartanut’a gönderdiği 32. Tümen Vartanut yolunun çok karlı olmasından dolayı Bardız yolunu tercih etmiş ve 26 Aralık’ta saat 15’e doğru Bardız’a ulaşmıştır. Burada 9. Kolordu tarafından Yeniköy yolunu örtmesi için bırakılmış olan 28. Tümen’in 82. Alayının Albay Dovgirt müfrezesi tarafından bozguna uğratılarak geri atıldığını görerek, hemen bu kuvvete takviye göndermiş ve karşıdaki Rus birliğiyle muharebe etmeye karar vermiştir.[69] Enver Paşa 32. Tümene Bardız’da durmayarak Sarıkamış’a yürümesini emretmesine rağmen, 32. Tümen kumandanı Abdülkerim Bey Bardız’daki olayları önemli görerek Bardız’dan ayrılmamıştır. İlden’in beyanına göre 32. Tümen Bardız’a ulaştığında başlangıçtaki 13 bin mevcudunun 7 binini koruyabilmişti. İlden eğer 32. Tümen Bardız’da durmayıp Sarıkamış’a yürüseydi Sarıkamış’ın ele geçirilme ihtimalinin yüzde 80 olduğunu iddia etmektedir.

9. Kolordu 26 Aralık Akşamı Sarıkamış garnizonu 80. Kabardinski Alayı (4 piyade taburu, her tabur bin piyade) ve Zaporojski Kazak Alayı (6 süvari bölüğü) ile takviye edildiler. Bu takviye ile birlikte Sarıkamış’a savunan Rus kuvveti zayıf topçuyla (6 top[70]) desteklenen 10 bin askere çıkmıştı. Türk tarafında ise 26 Aralık taarruzu durdurulduktan sonra ormanlara dağılan firari erlerin toplanmasına çalışılmış ve sadece 26 Aralık ikindi vakti 28. Tümenin 83. ve 84. Alayları gelmişti. Bu tümen de acele gece yürüyüşleriyle getirildiği için mevcudunun büyük bir kısmını yolda kaybetmişti. Muharebeye girmemiş olmasına rağmen 29. ve 17. Tümenler kadar kötü durumdaydı. Bu tümene 27 Aralık'ta 17. ve 29. Tümenlerle Sarıkamış’a taarruz etmesi emredildi.

27 Aralık’ta taarruz eden Türk kuvvetlerinin mevcudu Türk kaynaklarında geçmemektedir. Rus kaynakları ise Türkleri sürekli gerçek mevcudunun çok üstünde tahmin etmiştir. Ruslar Türklerin Sarıkamış'taki toplam kuvvetini (9. Kolordu ve 10. Kolordu’nun 30. ve 31. Tümenleri) 30-35 bin asker[71] tahmin etmesine rağmen Türkler Sarıkamış çevresinde hiçbir zaman 10 binden fazla asker toplayamamıştı.

83. Alay kumandanı Ziya Bey muharebeye ulaşmadan yolda uğranılan kayıpların büyük kısmının birlik kumandanların tedbirsizliğinden mütevellit firar vakalarıyla açıklamaktadır:

“Yüzbaşıların bölüklerinin arkasında yürümeleri hem daha faydalı olmuş, hem de geri kalmaları önlenmiştir. Yüzbaşılar bu durumu severek kabul ettiler. Talimnamelerde böyle bir kayıt olup olmadığını hatırlamıyorum. Bu tedbirin faydasını Sarıkamış’a vardığımızda anladım. Bardız’da kalan taburumuzun yerine 82’inci Alay’dan katılan taburun mevcudu 500 erden 110 ere düştüğü halde bizim Alay’ın taburlarının mevcudu 300’den fazlaydı.[67]

27 Aralık taarruzunda 17. Tümen cesurca yaptığı hücumlarla arazi kazanamasa da, 29. Tümenin 87. Alayı Akşamüzeri Çerkezköyü’ne (Rus kaynaklarında Yukarı Sarıkamış Köyü olarak geçer) girmeyi başardı. Düzensiz bir şekilde Çerkezköyü’ne dağılan erlerini kumanda etmesi için birkaç gündür hasta olduğu için geride bulunan ve bugün iyileşerek görevine dönen 87. Alay kumandanı Binbaşı Lütfullah Bey gönderildi. Lütfullah Bey Çerkezköyü’ne ulaştığında Çerkezköyü’nü terk eden Rusların, Çerkezköyü’nü karşı taarruzlarla kuşattığını ve durumun ümitsiz olduğunun gördü. Bunun üzerine kutsal alay sancağını kurtarmayı düşünerek, alay sancağını 29. Tümenin karargahından Aziz Çavuş’a teslim ederek geri gönderdi. Aziz Çavuş düşman ateşi altında köyden geri çıkarak Alay Sancağının Rusların eline düşmesinden kurtardı. 83. Alayın bıraktığı taburun Mecingirt yolunu kaybetmesinden dolayı 9. Kolordu’nun yan ve gerileri tehlikeye düşmüş ve bu yüzden Ali İhsan Paşa 27 Aralık akşamı birliklere ileri hareketi durdurmalarını emretti. Ali İhsan Paşa Enver Paşa’ya 10. Kolordu gelene kadar taarruzun durdurulmasını teklif ederek, 28 Aralık’ta taarruzun durdurulması iznini alabildi.

26 Aralık saat 15’te Bardız’a yetişen 32. Tümen, Albay Dovgirt müfrezesi tarafından geri püskürtülen 82. Alayla birlikle birlikte, Albay Dovgirt’in (Dovgirt müfrezesi başlangıçta 5 Türkistan taburundan (3,000 asker) ibaretti. Sonradan takviye alarak en fazla 11 tabura kadar çıkmıştı) müfrezesine karşı taarruza geçmiş fakat Türkistan alaylarının şiddetli mukavemetini kıramamıştır. 27 Aralık’ta çıkan kar fırtınasında 32. Tümenin birlikleri dağılmış, 400 eri donarak ölmüştür. 30 Aralıkta Albay Dovgirt süngü hücumuyla Bardız’a hakim tepeleri de ele geçirmiştir. 31 Aralık’ta Mevcudu 500 ere inen 32. Tümen yanındaki 82. Alayla birlikte Bardız’ı bırakarak Norşin’e çekilmiştir. Böylece Sarıkamış önündeki 9. ve 10. Kolordu’nun geri ile bağlantıları da tamamıyla kopmuştur

28 Aralık’ta Sarıkamış’a 155. Kubinski Alayı (4 tabur) ile 1. Plaston Tugayı (5 tabur) da geldi. Böylece Sarıkamış’taki Rus kuvveti 20 piyade taburu, bir süvari alayı, 34 top ve birçok makineli tüfeğe çıktı. Asker sayısı da Muratoff'a göre 13-14 bindi.[72] Rus tarafında da açık siperlerde geceleyen yüzlerce er donmuştu. Bu yüzden Türklerin 28 Aralık’ta taarruz etmeyi durdurmaları Rusları rahatlatmıştı. Fakat Ruslar, Türklerin kendilerine nispetle çok daha fazla zayiata uğradıklarının farkında değillerdi. Sarıkamış’ı ellerinde tutabilmiş olmayı büyük bir başarı olarak görüyorlardı.[73]

Enver Paşa 29 Aralık’taki taarruz emrinde kendi gözlemlerine göre Rus bölüklerinin de 20 erden (bir bölük 250-300 asker olduğu düşünürse Enver Paşa Rusların yüzde 90’dan daha fazla oranda zayiat verdiğini düşünüyordu) fazla olmadığını ve Türklerin Ruslardan hem er hem de makineli tüfek bakımından üstün olduğunu söyleyerek 29 Aralık’ta taarruz ederek Sarıkamış’ın alınacağını beyan etmiştir. 9. Kolordu mevcudu sadece 1000 ere indiği için top ateşiyle (Ali İhsan Paşa esir düştükten sonra Rus gazetelerine verdiği bilgide 9. Kolordunun mevcudunun muharebeye girmeden önce 28 binden 6 bine indiğini beyan etmiştir) 10. Kolordu'ya yardım etme görevi verilmişti. 1,800 tüfek, 8 sahra ve 16 topa sahip olan 10. Kolordu ise 93. Alayının 600 askeriyle 29 Aralık gecesi baskın tarzında taarruz yaparak Sarıkamış’a girmeyi başarmasına rağmen askerlerin yiyecek aramak için kasabaya dağılması ve üstün Rus kuvvetlerinin taarruzu sebebiyle Sarıkamış’tan geri çekilmek zorunda kaldı. Sarıkamış’taki kışlaları ele geçirilen erler de kışlaları kuşatan Rus askerleri tarafından 30 Aralık sabahı esir alındı.[74]

29 Aralık’ta Enver Paşa’nın 9. Kolordu’nun taarruzlarını sıklaştırması konusundaki talebine karşı Ali İhsan Paşa şu raporu sunmuştu:

“Şimdi 29. Tümen’in yanına geldim. Son yürüyüşünden evvel bu tümenin genel mevcudu diğer tümenler gibi 6500 civarında idi. Hâlen tümenin 300 piyade, 11 top ve sekiz ağır makineli tüfekten ibarettir”.[75]

Ali İhsan Paşa 30 Aralık Akşamı, mevcudunun yüzde 90’ını ve taarruz kabiliyetini tamamıyla kaybeden 9. Kolordu’ya sürekli taarruz emirleri veren Enver Paşa’yı ikaz etmek ve 9. Kolordu’nun taarruz etmek yerine, en kısa zamanda geri çekiliş yolunu bularak geriye kalan birliklerini imha ve esir olmaktan kurtarmaya çalışmasını teklif eden şu raporunda 9. Kolordu'nun mevcudunu şu şekilde anlatmıştır. ? işaretli sayılar bu makaleni yazarının tahminleridir, ? işaretli olmayan yazılan Şerif İlden'in "Sarıkamış" ve Y. Özdemir'in "Sarıkamış Harekatı" adlı eserinden alınmıştır.

3. Ordu Mevcudu
22 Aralık 25 Aralık 26 Aralık 30 Aralık 4 Ocak 6 Ocak
3. Ordu 90,000 63,000? 34,000? 20,000? 16,000? 25,000?
9. Kolordu 28,000 18,000 6,000~ 1,000 104 0
17. Tümen 10,000? 6,000 2,700? 110 30-40 0
28. Tümen 9,000? 6,000 2,000? 700 30-40 0
29. Tümen 8,000? 6,000 1,800? 190 30-40 0
10. Kolordu 40,000 27,000? 10,200 3,000? 6,100 4,500?
30. Tümen 13,000 9,000? 3,200 1,800 tüfek 1,800 2,500 tüfek
31. Tümen 13,000 9,000?
32. Tümen 13,000 9,000? 7,000 500 4,300 1-1200 tüfek
11. Kolordu 22,000 18.000? 17,000? 15,000? 10,000? 10,000 tüfek

Sarıkamış’taki Rus kumandanları, kasabadan ayrılmamayı ve Sarıkamış’ı kuşatan Türk kuvvetlerini soğuk ve açlık ile yalnız bırakarak kendiliğinden erimelerin beklenilmesi taraftarıydılar. Fakat General Bergmann Türkleri Kars-Sarıkamış demiryolundan atmak ve bir daha demiryolunu kesmelerini engellemek için Sarıkamış müfrezesine sürekli taarruz etme emri vermiştir. General Bergmann Türkleri geri attıktan sonra tüm orduyu Kars’a çekme düşüncesiydi. General Yudenich ise geri çekilmenin yanlış bir karar olduğunu ve Sarıkamış’ın kuzeyindeki Turnagöl dağlarında, -25 derecede, günlerdir açık ordugahlarda geceleyerek soğukta eridiği düşünülen Türkleri kuşatarak imha etmeye çalışılması gerektiğini düşünüyordu.

31 Aralık günü geri çekiliş emri verilmesi beklenirken, Enver Paşa’nın 9. ve 10. Kolordulara yeniden genel taarruz emri verilmesi hayretle karşılandı. Bu bugünkü taarruzda 10. Kolordu düşmanın ilk hatlarına kadar girebilmiş olsa da, arkadaki hatlardan açılan şiddetli makine tüfek ateşlerden ve karşı taarruzlardan dolayı geri çekilmiş ve Sarıkamış’a yönelen son taarruz da başarısızlıkla sonuçlandı.

29 Aralık’ta 1. Plaston tugayıyla Sarıkamış’a ulaşan General Przevalski, Sarıkamış garnizon kumandanlığını üzerine aldı ve General Bergmann’ın emrine uyarak, Albay Bukretof’a emrindeki 13 taburdan (155. ve 80. Alaylar 8 tabur ve 1. Plaston Tugayı 5 tabur) 6 taburu vererek onu Türklerin sol kanadını kuşatmak üzere Bardız Geçidi’ne gönderdi. Ruslar Bardız Geçidi’ni bu bölgedeki en stratejik nokta olarak görüyorlardı. Bu yüzden taarruzlarını öncelikle bu noktaya tevcih etmişlerdir. Bardız Geçidi ele geçirildikten sonra diğer cephelerde de taarruza geçilecekti. 26 Aralık'ta kumanda ettiği Albay Bukretof 29 ve 30 Aralık’ta yaptığı taarruzlarda arazi zorluğu ve Türklerin inatçı mukavemeti karşısında başarısız oldu ve taarruza devam etmek istemediği için 30 Aralık’ta görevinden ayrıldı. Onun yerine geçen Albay Maslennikov da 31 Aralık’ta Bardız Geçidi’ni ele geçirmeyi başaramadı. 30 Aralık'ta sadece 1,000 askere sahip olan 9. Kolordu'nun yaklaşık 8 bin askere sahip Bukretov'un birliğine karşı 5 gün boyunca savunması büyük bir başarıydı. 2 Ocak'ta 9. Kolordu'nun mevcudu 344 askere inerken Bukretov'un birliğinde savaşa uygun asker sayısı 800'e inmişti.[76] 2 Ocak'ta Maslennikov 3 Türkistan taburu ile takviye edildi, ancak bu takviyelerle birlikte Ruslar Bardız Geçidi'ni ele geçirdiler.[77] Bu taarruz sonucunda 2 Ocak akşamı 9. Kolordu'nun mevcudu 104 er ve 106 subaya indi. Bardız yolunun 3 Türkistan taburuyla kapatılmasından sonra, 9. Kolordu kuzey yönü hariç her yerden sarılmış bulunuyordu.

30 Aralık’ta Ruslar Mecingirt’ten 6 Havan topu getirerek bunlarla Türk mevzilerini vurmaya başladılar. 27 Aralık’ta Çerkezköyü’nde kuşatılan Türkleri 3 gündür uğraşmalarına rağmen, Türklerin şiddetli mukavemeti ve köyün kuzeyindeki tepelerden diğer Türk birliklerinin ateşlerinden dolayı, köydeki Türkleri esir alamamıştır. Havan toplarının ateşi köyün kuzeyindeki tepeleri tutan Türk birliklerini geri püskürttü. Ruslar Kars’tan getirdikleri tahrip kalıbını, (Rus askerlerinin sürünmek suretiyle ilerleyerek) en yakın olan kulübenin damına yerleştirdiler ve bu kulübeyi havaya uçurdular. Kulübenin içinde bulunan 300 Türk askerinin tamamı ölmüştür.

“Bu feci akıbet diğer Türk erlerini de etkilediğinden, 3 yüksek rütbeli subay, 7 subay, 1 doktor ile 300'den fazla er silahlarını teslim etmek zorunda kalmışlardır. Tahrip edilen kulübede bir paşanın cesedi bulunmuş ise de, esirler bu zatın ismini söylememişlerdir.”.[78]

Türk kaynaklarında dama koyulan Rus kaynaklarında esir alınan asker miktarı 300 olarak söylenirken, Türk kaynaklarında bu miktar 20 askerdir. Sarıkamış Harekatında 2 Ocak’a kadar Ruslar tarafından esir alınan asker miktarının 3 bin[79] ve tüm harekat boyunca toplam 7 bin olduğu düşünülürse (bu esirlerin büyük kısmını köylere dağılmış perakendeler oluşturuyordu), Rusların bu Çerkezköy olayında ve diğer muharebelerde aldıkları esir miktarlarını abarttıkları ortaya çıkmaktadır çünkü 11. Kolordu’dan neredeyse her gün 300-400 asker ve 9. Kolordu’dan 1 Ocak’ta 182, 2 Ocak’ta Bardız Geçidi ele geçirildiğinde 700 asker ve 10. Kolordu’dan da bir o kadar asker esir aldıklarını iddia eden Rusların 2 Ocak’ta bile 10 binden asker esir almış olmaları gerekirdi ama yukarıda bahsedildiği gibi esir miktarı sadece 3 bindir.

3 Ocak günü 9. Kolordu için sakin geçti.

4 Ocak günü, 9. Kolordu inatçı bir direniş gösterdikten sonra Ruslara esir düştü. Rusların eline 80 er ve 106 subay geçti. Bunların arasında 9. Kolordu kumandanı Ali İhsan Paşa, kurmay başkanı ve tümen kumandanları da vardı.[80]

Enver Paşa’ya birkaç gündür, Ruslar tarafından sarılmış ve imha edilmesi muhtemel olan 9. Kolordu’dan ayrılarak en azından Osmanlı Devleti’nin Harbiye Nazırı’nın Ruslara esir düşmemesi gerektiği sezdirilmekteydi. Enver Paşa askerlerle birlikte öleceğini söyleyerek bu önerileri reddediyordu. En son Enver Paşa’nın çok itimat ettiği 9. Kolordu kurmay başkanı Köprülülü Şerif İlden Bey Enver Paşa’ya 9. ve 10. Kolordulardan artık bir başarı beklenemeyeceğini ve elde kalan son muharebe gücü olan 11. Kolordu’yu kullanarak, 9. ve 10. Kolordu’ları kurtarabileceğini söyleyerek, 11. Kolordu’ya ulaşmak için 9. Kolordu’yu terk etmesi gerektiğini beyan etti. Enver Paşa bunun üzerine fazla kalmış olan, top, tüfek ve katarların (asker sayısının nispetsiz azalmasından dolayı birçok silahı kullanacak er kalmamıştı) geriye gönderilmesini fakat 9. Kolordu birliklerinin mevzilerinde beklemeleri emrini vermiştir. Ali İhsan Paşa hemen bugün geri çekilmek istiyordu, 9. Kolordu bugün 2 Ocak'ta geri çekilmeye başlasaydı en azından 9. Kolordu kumandanı ve tümen komutanları Ruslara esir düşmeyebilirdi. Enver Paşa bunun haricinde Alay sancaklarının düşman eline geçmemesi için Erzurum’a gönderilmesini emretti. Sancakları götürmek için görevlendirilen subaylar, sancakları bellerine sararak karanlıkta düşmanla tutulmuş tehlikeli yollardan refakatlerine verilen erlerle birlikte hareket ettiler ve düşmana yakalanmadan sancakları Erzurum’a ulaştırdılar.

Enver Paşa 2 Ocak sabah alacakaranlığında 10. Kolordu’nun bulunduğu Divik’e hareket etmiştir. 10. Kolordu’yu da denetledikten sonra, 10. Kolordu’nun durumunun 9. Kolordu’nun farklı olmadığını görmüş ve 3 Ocak’ta, kendi kişisel gayretleri sonucunda toplanan 100 kadar askerle Rusların Divik’e yapılan hücumları durdurulmuştur. 2 Ocak akşamı verdiği emirle 9. ve 10. Kolordu’ları Sol Cenah Ordusu adıyla tek bir kumanda altında birleştirmiş ve Hafız Hakkı Bey’i Tuğgeneralliğe terfi ederek Sol Cenah Ordusu kumandanı olarak tayin etmiştir.

Sarıkamış garnizonunu son olarak 154. Derbentski Alayı (39. Tümene bağlı) ile takviye edildi. Bu takviye ile birlikte 2 Ocak’ta Sarıkamış’ta savaşmaya uygun er sayısı 7 bin askere çıktı. Albay Bukretov’un 6 taburunda savaşa uygun er sayısı 800’e inmişti.[81] 32. Tümen’in geri çekilmesinden dolayı muharebeye ara veren Dovgirt müfrezesinden de 3 tabur alınarak Bukretov’un müfrezesi takviye edilmiş ve ancak 3 Türkistan taburuyla birlikte 2 Ocak’ta Bardız Geçidini ele geçirebilmişti.[77]

29 Aralık’ta 9. Kolordu’nun kuvveti tamamıyla tükenmiş olduğundan 29, 30 ve 31 Aralık taarruzlarını 10. Kolordu gerçekleştirmiştir. Bu Kolordu’nun mevcudu da 3000 ere inmiş olduğu için bu taarruzlar da Ruslar tarafından büyük zorluğa uğranılmadan püskürtülmüştür.

30 Aralık’ta Kars’tan 3 tabur daha 10. Kolordu’ya taarruz etmesi için gönderilmiştir. 10. Kolordu bu taarruzları şu anlık durdurabilmişti. 2 Ocak’ta 3. Kafkas Avcı Tugayı’nın 4 taburu, General Voronov’un Kars’tan getirdiği 3 taburu ve Baratov müfrezesi (Kazak Süvari tümeni ve 2. Plaston Tugayının 4 taburu) Novo-Selim’de (şimdiki Selim) toplandı.[82] Bu kuvvetlerin toplamı 11 piyade taburu ve 14 süvari bölüğüydü. 2. Plaston Tugayı hala yürüyüş halinde olduğu için General Baratov genel taarruzu 3 Ocak’a ertelemiştir.[83]

3 Ocak’ta 10. Kolordunun mevcudu 1000-1200 ere inmişti.[84] General Baratov kumandasında 11 piyade taburu ve 14 süvari bölüğünden oluşan birlik, 3 Ocak’ta 10. Kolordu’ya doğru taarruzu başlamış fakat 10. Kolordu’nun şiddetli mukavemeti yüzünden başarılı olamamıştı. Bu taarruza Sarıkamış müfrezesi birlikleri de katılmıştı. Bu olaylar haricinde Ruslar 3 Ocak’ta Sarıkamış’ta bulunan esirlerini, hasta ve yaralılarını askerlerinin gözetiminde tahliye etmişlerdi. 12 bin kişiye ulaşan bu kalabalığı gören Hafız Hakkı Bey, Rusların Sarıkamış’ı boşaltarak Kars’a çekildiklerini zannetmiştir. Bu yüzden orduya 1 gün daha mevzilerinde kalmasını emretmiştir. 3 Ocak günü firari erlerini toplayarak mevcudunu 2 bin askere çıkarmıştır. Hafız Hakkı Paşa birkaç gün zaman bulunsa, hem 9. hem de 10. Kolordu’nun firari askerlerini toplayarak 10 bin askere çıkabileceğine inanıyordu. Fakat Ruslar bu zamanı 9. ve 10. Kolordulara bırakmıyorlardı.

Enver Paşa 4 Ocak sabahı 10. Kolordu’yu terk ederek, öğleye doğru 32. Tümenin elinde olan Bardız’a ulaştı. Ordu karargahı yol üzerinde 8-10 Kazak süvarisinin ateşine uğramış, Ordu karargahının karşı ateşiyle Kazak süvarileri dağıtılmıştır. Bu ateş sonucunda Enver Paşa’nın kurmay başkanı Bronsart Paşa kolundan, bir telgraf muhabere memuru ayağından yaralanmıştır. Enver Paşa, esarete düştüğünden haberdar olmadığı 9. Kolordu’yu ve geri çekilmekte olan 10. Kolordu’yu kurtarmak için 32. Tümene, 11. Kolordu ile birleşerek Ruslara taarruz etmesini etmiştir. 32. Tümen 4 Ocak günü sis yüzünden taarruz edememiştir, 32. Tümen kumandanı Albay Abdülkerim Bey yazdığı raporda mevcudunun 4300 er olduğunu beyan etmiştir.[85] 31 Aralık’ta Abdülkerim Bey Tümeninin mevcudunu, Enver Paşa’ya yazdığı raporda 500 er olarak beyan etmişti. 4 gün içerisinde firari erleri toplayarak, mevcudunu 8 katına çıkarması Sarıkamış Harekatı’nda en çok zayiatı firarlardan dolayı verdiğini göstermektedir. 32. Tümen 5 Ocak’ta taarruzuna başladı.

Hafız Hakkı Paşa 4 Ocak günü dünkü yanılgısının farkına vararak, 9. ve 10. Kolordulara geri çekilme emri verdi. Hafız Hakkı Paşa’nın keşfettirdiği tek yoldan, önce 10. Kolordu, ondan sonra 9. Kolordu çekilecekti. Hafız Hakkı Paşa Ali İhsan Paşa ile görüşmek için 9. Kolordu’ya hareket ettiğinde, Türk hatlarını yararak, 9. Kolordu karargahına ulaşan Rus birlikleri (Yüzbaşı Vaşakidze kumandasındaki 154. Derbenski alayının 14. Bölüğüydü) 9. Kolordu karargahını kurşun yağmuruna tuttular. Hafız Hakkı Paşa atına atlayarak, Rusların elinden büyük bir maharet ve cesaretle kurtularak, 10. Kolordu’ya ulaştı. Karargahta kalan 80 er ve 106 subay beyaz bayrak çekerek Ruslara teslim oldu.

General Baratov’un müfrezesi haricinde, Sarıkamış’taki kuvvetlerin taarruzuna da uğrayan 10. Kolordu sağ kanadı bozulsa da Ruslara direnmeye başarmış ve 9. Kolordu’nun yaşadığı felakete uğramamıştı. Hafız Hakkı Paşa 4-5 Ocak gecesi 10. Kolordu’yu geri çekmiş ve Rusların sürekli takibine uğramasına rağmen ordunun tüm malzemesini de kurtararak 6 Ocak’ta Bardız’a ulaşmıştı. 6 Ocak’ta 30. ve 31. Tümenler 2500 tüfek ve 16 toptan oluşuyordu. 32. Tümen de 1000-1200 (1500 asker) tüfeğe sahipti. 10. Kolordu’nun 26 Aralık’ta Allahu Ekber Dağlarına girmeden önce General Istomin karşısında bıraktığı piyade alayı da 2000 askere inmişti.[86] Başlangıçta mevcudu 68 bin olan 9. ve 10. Kolordu’lardan geriye sadece 10 bin askere bile ulaşmayan bu kuvvet kalmıştı. 4 Ocak’ta firarilerini toplayarak mevcudunu 500 askerden 4300’e çıkartan 32. Tümenin taarruza geçtikten sonra sadece 2 günde mevcudu toplanan erlerin yeniden firar etmesi sebebiyle 1500 askere inmişti.

11. Kolordu'nun Hareketleri (22 Aralık-4 Ocak)

Cephede beklemek ve gösteri taarruzları yaparak, 9. ve 10. kolorduların yaptığı kuşatma harekatından Rusların elinden geldiğince geç haberdar olmalarını sağlaması emredilmiş olan Galip Paşa kumandasındaki 11. Kolordu harekatından başlangıcından sonuna kadar Rus ordusunun karşısında hareketsiz olarak beklemiştir Galip Paşa’dan daha aktif bir karaktere sahip olan Yusuf İzzet Bey karşısındaki Rus kuvveti kendi kuvvetinin iki misli olduğu için yaptığı taarruzlarda başarı elde edememiştir. 23 Aralık’ta General Bergmann 10. Kolordu’nun Oltu Müfrezesi (kaynaklarda Narman müfrezesi olarak da geçer) üzerindeki baskısının azaltmak için 11. Kolordu’ya taarruz etmiştir. Ruslar 11. Kolordu’yu geri püskürterek, bir hayli miktarda da esir almışlardır.[46] Ruslar bu taarruzlarına 25 Aralık’ta tamamıyla son vermişler ve cephelerinden 70 kilometre gerisindeki Sarıkamış’a Türklerin taarruzunu durdurmak için 11. Kolordu karşısından birliklerini ağır bir şekilde geri çekmeye başlamışlar ve birliklerinin büyük kısmını parça parça Sarıkamış’a göndermişlerdir. 10. Kolordu 24 Aralık’ta Oltu Şose’sine saptıktan sonra 9. ve 10. Kolordu ile iletişimi kopmuştu. 25 Aralık’ta Enver Paşa’nın Galip Paşa’ya verdiği taarruz emrini, Galip Paşa Ruslara çok hafif surette baskı yaparak uygulamıştı. 26 Aralık’ta 9. Kolordu Sarıkamış’a ulaştıktan sonra 9. ve 11. Kolordular arası iletişim de kopmuştur. Bu yüzden kendi inisiyatifiyle hareket eden Galip Paşa Ruslar karşısında hareketsiz kalma kararını sürdürmüştür.

26 Aralık gününde de 11. Kolordu taarruz etmek yerine keşif ve tahkimat faaliyetleriyle meşgul olmuştur.

27 Aralık Galip Paşa daha önceki verdiği emirlerden çok farklı olmayan özetle şu emri vermiştir:

“Düşman Azap-Ardos-Zanzak-Sanamer-Gerek hattındadır. Kuvveti heniz anlaşılamamıştır. Tümenler kuvvetli keşif kolları çıkarmak ve topçu ateşleri açmak suretiyle düşmanın durumunu ve kuvvetini öğrenecektir. Bugün kıt’alar bulundukları hatta kalarak mevzilerini berkiteceklerdir…”[87]

28 Aralık’ta Galip Paşa kolordusuna ihtiyatlı bir taarruz emri vermiş ve 18. Tümen Rusları Zars’ın doğusunda mevzilerine geri çekilmek zorunda bıraktırmıştır. 18. Tümen bu taarruzunda 117 er ve 12 subay ölü ve 497 er yaralı vermiştir. “34. Tümen de Ardos dağlarının sırtlarını ele geçirmiş ancak, Zanzak mevziinde Rus direnişi ile karşılamış, kendisine destek vermesi gereken 33. Tümen’den destek alamadığı gibi ağır kayıplar da vermiştir”.[88] Rus ordusu bugün Horasan-Ardos doğusu- Zanzak-Gerek Yaylası hattına çekilmiştir.[89]

29 Aralık’ta da Galip Paşa düşmanla teması kaybetmeyerek ele geçirilen hatta beklenmesi emrini vermiştir.[90]

30 Aralık’ta 18. ve 34. Tümenlerin bulundukları hatta beklemeleri ve sadece 33. Tümenin taarruza geçmesi emredilmiştir. 33. Tümen bugünkü taarruzunda Sanamer’i ve İkinci Nizamiye Tümeni de (süvari) Tayhoca’yı ele geçirmiştir. 11. Kolordu bugünkü taarruzda da kısaca, General Bergmann’ın Kars’a geri çekilme kararında saplandığı için verdiği ricat emrinden sonra Rusların Türklere bıraktığı mevzileri ele geçirmekten başka bir teşebbüse geçmemiştir. Ruslar bugün Kabaktepe Dağ-Horumdağ-Kırdağ Toti köyü hattına çekilmiştir.[91]

31 Aralık’ta General Yudenich, tüm orduyu geri çekmekle hala ısrar eden General Bergmann’a Sarıkamış’taki kuvvetlerin başına geçmesini ve çaresiz bir vaziyete düşmüş olan Türkleri imha etmesini tavsiye etmiştir. General Yudenich ise karşısındaki 11. Kolordu’yu, elinde bulunan zayıf kuvvetlerle durduracak ve bu sayede Türklerin Sarıkamış’ta sıkışmış olan kuvvetlerine takviye göndererek kurtarmalarını engellemiş olacaktı. Bu yüzden General Yudenich barış zamanında Ruslar tarafında Mecingirt-Karaurgan hattında hazırlanmış mevzilere ordusunu çekmiş ve burada savunma yaparak 11. Kolordu’yu daha ileri geçirmemeyi planlamıştı. General Yudenich’in müfrezesi, bu birlikten taburlar alınarak Sarıkamış’a gönderildiği için 19 tabura düşmüştü (39. Tümenin 8 taburu, 79. Alayın iki taburu ve Türkistan Kolordu’sunun 9 taburu).

1 Ocak’ta Galip Paşa, Enver Paşa’nın 10. Kolordu’ya göndermiş olduğu ve içerisinde 9. ve 10. Kolordu’ların Sarıkamış’ta, Kars’a doğru çıkış yapmaya çalışan Rus kuvvetleriyle muharebeye tutuştuğu bilgisini içeren emrine ulaşmıştır. 9. ve 10. Kolordu’ların Sarıkamış’ta muharebede olduğu haberini alması, kendisini 1 Ocak’ta taarruzunu sıklaştırma kararını almasına sebep olmuştur. Buna rağmen kısmi bir taarruz gerçekleştirme emri vermiştir ve Ruslardan Aşağı Mecingirt- Altınbulak- Kötek hattı ele geçirildikten sonra taarruzun durdurulmasını emretmiştir. Bu kısmi taarruzdan bile endişeye kapılan General Yudenich General Çaplıgin’in (Paul Allen’in bahsettiği Albay Dovgirt müfrezesi ile aynı birlik olsa gerek) müfrezesinden 2 taburu kendisine almıştır. General Bergmann da Sarıkamış’tan 2 taburu General Yudenich’e göndermiştir. Sarıkamış garnizon kumandanı General Przevalski de bu müfrezeden 3 taburu Bukretof’un müfrezesini takviye etmek için almıştı. Bu yüzden General Çaplıgin’in müfrezesi 6 tabur ve 6 topa düşmüş ve kuvveti zayıfladığı için Bardız’ı elinde tutamayacağını düşünerek köyü tahliye etmiştir. 32. Tümen de bunu görerek boşaltılmış olan köyü geri ele geçirmiştir.

1 Ocak taarruzunda 11. Kolordu’nun 18. Tümeni 20-30 ölü ve 60-100 yaralı vermiştir. Diğer 2 tümenin kayıpları elimizdeki kaynaklarda geçmemektedir fakat 11. Kolordu ciddi bir harekete geçmediği için verdiği muharebe kayıpları çok az olmuştu.

1 Ocak’ta Altınbulak’ı kaybeden General Yudenich, Altınbulak’taki mevzileri geri kalmak için karşı taarruza geçmiştir. Altınbulak’ı geri alarak 2 topu da Türklerden ele geçirmiştir. General Yudenich 11. Kolordu’yu, 9. ve 10. Kolordu’larla birleşmesini engellemek için 2, 3, 4 Ocak’ta da 11. Kolordu’ya taarruzuna devam etmiştir. Galip Paşa’nın 9. ve 10. Kolordu’nun Ruslar tarafından kuşatılarak imha edilmek üzere olduğu bir anda Galip Paşa’nın harekatın başından sonuna kadar hareketsiz kalması büyük bir hata olmuştur. 11. Kolordu olumsuz hava koşullarından, diğer Türk birlikleri gibi etkileniyordu. Düşman karşısında sabit kalarak, Kolordusunun muharebeye girişmeden erimesine sebep olmuş ve bunun sonucunda 4 Ocak’ta, Erzurum’dan birkaç bin er takviye almasına rağmen mevcudu bir tümenin altına düşmüştü.

Stange Bey Müfrezesinin Hareketi

Aralığın başlangıcında Artvin’den karaya çıkartılan Stange Bey müfrezesi bir piyade alayı (3 tabur: 3000 piyade) ve 3 obüsten ibaretti.[92] Bu müfrezeye Sarıkamış Harekat başladığında Artvin-Oltu arasındaki engebeli dağ yollarını aşarak, 10. Kolordu’ya katılması emri verilmiştir. Stange Bey bu zorlu yolları aşamayarak, sadece Ardahan’a kadar ulaşabilmiş ve 3 Plaston taburu (yaklaşık 2000 asker) tarafından savunulan şehri 27 Aralık’ta ele geçirmişti (Muratoff bu tarihi 25 Aralık olarak vermektedir). Binbaşı Stange Bey, düzensiz bir şekilde çekilen Plaston taburlarını takip etmeyerek büyük bir hata yapmıştır. Bu sırada General Istomin’in tugayı da 10. Kolordu tarafından Merdenek’e sürülmüştü. Stange Bey ilerlemeye devam etseydi, General Istomin (Oltu) müfrezesini, 10. Kolordu ile birlikte kuşatarak, 10. Kolordu tarafından iyice hırpalanmış bu tugayın çöküşünü tamamlayabilirdi. 1 Ocak’ta General Kalitin kumadasındaki Sibirya Kazak tugayı, bozguna uğrayan Plaston taburlarını topladıktan sonra, 18 süvari bölüğü, 3 piyade taburu, 8 sahra topu ve 6 atlı toptan oluşan bir kuvvete ulaştı. Buna ilave olarak, 3. Kafkas Avcı Tugayı’nın 4 taburu (diğer 4 tabur 10. Kolordu’yu imha etmek üzere Selim’e gönderilmişti) ile takviye edilen Istomin müfrezesi de 3 Ocak’ta Ardahan’a karşı taarruza geçti. Stange bey bu üstün Rus kuvvetlerinin (15 piyade taburu ve 18 süvari bölüğü) taarruzu karşısında, fazla mukavemet göstermeden geri Artvin’e doğru geri çekildi.[93]

4-17 Ocak Rus Karşı Taarruzu

4 Ocak öğle vakti Bardız’a ulaştıktan sonra, Bardız’da çok beklemeyerek Norşin’e hareket eden Enver Paşa, buradan 32. Tümen ve 11. Kolordu’ya birlikte taarruz emri verse de Galip Paşa bu taarruz emrini uygulamamıştır. 5 Ocak’ta Enver Paşa’ya gönderdiği raporda, Kolordu’sunun uğradığı kayıpları gerekçe göstererek 2 gün daha süre istemiştir. 6 Ocak’ta Enver Paşa’nın ısrarları sonucu taarruz başlamış ve Rus kuvvetleri biraz geri atılmak haricinde bir başarı elde edilememiştir. Bugün Enver Paşa, Hafız Hakkı Paşa’dan aldığı rapor ile 9. Kolordu’nun imha olduğunu ve 10. Kolordu’nun artakalanlarının Bardız’da toplandığı haberini almıştır.

Rusların karşı taarruzuyla cephenin çökeceğinden korkan Enver Paşa, 5 Ocak’ta Üsküdar’da bulunan 1. Ordu’ya bağlı 5. Kolordu’ya, 3. Ordu’yu takviye etmesi için hızla Kafkasya’ya hareket etmesini emretmiştir. O sırada 1. Ordu kumandanı olan Liman Von Sanders İstanbul’a yönelmesi muhtemel bir İngiliz-Fransız bir saldırısına karşı bu Kolordu’yu elde bulundurmak istemiş ve Alman Elçiliğinin de yardımıyla 5. Kolordu’nun gönderilmesine mani olmayı başarmıştı.[94]

“Son başarı ümidi de bu şekilde sona erdiğinden ve Enver Paşa’nın da devamlı olarak İstanbul’dan uzak kalmasına izin verilmediğinden beraberindeki kişilerle birlikte 9 Ocak'ta orduyu terk etti ve İsmail Hakkı Bey’i [Hafız Hakkı Paşa] de, paşalığa terfi ettirerek ordu komutanlığına tayin etti.[95] Süvari Tümeni kumandanı Yusuf İzzet Bey de 10. Kolordu’nun başına getirildi.

10. Kolordu Ruslardan kurtulmuş olsa da, mevcudu 12 bin askeri geçmeyen 3. Ordu tüm cephede Rusların taarruz ve takibine maruz kalmıştır. Mevcudun azlığı ve askerlerin yorgunluğu sebebiyle, cephenin birçok yerinde bozgunlar yaşanmış ve birçok miktarda esir bırakılmıştır. Oltu-Merdenek yolunda bırakılan müfreze, 263. Alaya bağlı 2 tabur ve 1. Kafkas Süvari Tümeniyle takviye edilen General Kalitin müfrezesi’nin (18 süvari bölüğü ve 3. Plaston Tugayının 3 taburu) taarruzuna maruz kalmış, birkaç gün şiddetli mukavemet gösterdikten sonra direnci kırılmış ve 23 Aralık’ta ele geçirilen Oltu 3 hafta sonra 13 Ocak’ta gene Rusların eline geçmiştir. Merkezde de Rusların şiddetli taarruzuna uğrayan 10. Kolordu Bardız’dan Narman’a, 11. Kolordu da Azap’ın doğusuna çekilmiştir. 22 Ocak'ta 3. Ordu'nun mevcudu 11. Kolordu 4,000 er (2,000 tüfek), 10. Kolordu 2,400 tüfek olmak üzere 4.500 tüfeğe inmişti. Mevcudu sıfırlanan 9. Kolordunun 28. Tümeni firari erler ve amele taburları ile 2,800 askere ulaşmıştı[96] 24 Mart'ta 4 Ocak'ta 10 binden fazla firarisi dışında tamamıyla yok olan 9. Kolordunun 7.808 asker, 10. Kolordunun 3,513 asker ve 11. Kolordunun 4,206 ere sahip olmasının sebebi, 10. ve 11. Kolorduların 4-22 Ocak Rus karşı taarruzunda çok ağır zayiat vermesidir. Ocak ayında 30 bini aşkın firari erin sadece 12,000 kadarı toplanabilmişti. 22 Ocak’ta Rus taarruzu durmuş ve Nisan’a kadar cephede sükunet başlamıştır.[97]

Kayıp ve sonuçlar

Ruslar Sarıkamış yollarında donarak hayatını kaybeden askerleri toplarken.

Commandant Larcher’in [Türkiye’de son olarak Büyük Harpte Türk Harbi adıyla Ötüken Neşriyat tarafından yayımlanmıştır] yazdığı ve Türk kayıpları konusunda en çok kullanılan Batı kaynağına göre kayıpların düzeyi 90.000 ölü ve 40.000 ila 50.000 esirdi”.[98] Larcher bu tahminini, Osmanlı ordusunun mevcudunu yanlış bir şekilde 150 bin olarak kabul etmesi ve muharebe sonrası asker sayısının 12 bin askere inmesi ve Rus kaynaklarında yazan abartılı kayıp ve esir miktarlarından yola çıkarak yapmıştı. Türk kaynaklarında sonradan ortaya çıkan, donarak 90 bin askerin ölümü bilgisi de Larcher'in bu yanlış tahminine dayanmaktadır. Öbür yandan bu konuda kapsamlı araştırmalar yapmış olan Mareşal Fevzi Çakmak kayıp miktarını 33.000 ölü, 10.000 hastanede ölen, 7000 esir ve 10.000 yaralından oluşmak üzere 60.000 olarak tahmin etmiştir. Fevzi Çakmak donarak ölen asker sayısı hakkında bir tahminde bulunmasa da, ölen 33 bin askerin yaklaşık yarısının donmadan kaynaklı olduğu muharebede göz tanığı olarak bulunmuş Şerif İlden, Ziya Yergök, Arif Baytın gibi komutanların hatıralarında açıkça yazmaktadır. Bunun haricinde savaşa 3. Ordu’nun kurmay başkanı yardımcısı olarak katılan Yarbay Guse 30.000 ölü, 27.000 esir ve 11.000 ölü ve 3.500 esir olmak üzere 2 rakam vermektedir. Bunun ikincisi olan 11.000 ölü ve 3.500 esir sayısını gerçeğe daha uygun olarak bulmaktadır. Harekata 10. Kolordu kumandanı olarak katılan Hafız Hakkı Paşa ise harekatta 30.000 erin yaşamını yitirdiğini ve bu ölenlerin 10.000-15.000 kadarının donma, hastalık ve yaralanmalarından oluştuğunu beyan etmektedir.[99] Önemli kısmı soğuğun şiddetinden dolayı bozulmuş olmak üzere 12 sahra ve 50 dağ topu kaybedilmişti.[98] Ruslar ise kayıplarını 16 bin ölü ve yaralı, 12 bin hasta olarak beyan etmektedir.[100] Kayıpların büyük kısmı Müslüman Orta Asya Türklerinden teşkil edilen 21 taburdan oluşan 2. Türkistan Kolordusuna aitti. Sarıkamış'ı 17. Tümene karşı savunan 1 Türkistan taburu, 26-30 Aralık'ta Bardız'ı 6 tabur Rus takviyesiyle geri alan 5 Türkistan taburu ve Bardız Geçidi'ni Türklerden alan 3 Türkistan taburu savaşın en kritik anlarında büyük başarılar elde etmiştlerdir. Bu başarılarının karşılığı olarak tüm Türkistan alayları 2500 askerden 600-700 askere düşmüştü.[101] Türklerin ise kaybı kağıt üzerinde toplam 90 bin mevcutlarına (depo taburları ve Erzurum garnizonundan gönderilen takviyelerle bu sayı 100 binin üzerine çıkmıştı) oranla düşük olsa da firari ve hasta oranlarının çok fazla olması sebebiyle, Ocak ayı boyunca Türk ordusunun mevcudu 20 binin bile üstüne çıkamamıştı. Rusların şiddetli bir taarruzla 3. Ordu’yu da mağlup ettikten sonra, kaynaklarının büyük kısmını taarruzu desteklemek için kullanmış Erzurum Kalesi’ni de düşürerek Doğu Anadolu'yu tamamıyla işgal edebilirlerdi. Rusların da ciddi zayiata uğraması ve Türklerin şiddetli mukavemeti böyle bir harekata geçmelerine engel olmuştu. Ruslar muharebelerin durmasından dolayı, ellerindeki 108 taburdan (8 taburdan oluşan Kafkas Avcı Tugayı’nın teşkil edilmesinden sonra Rus Kafkas Ordusu mevcudu 100 taburdan 108 tabura çıkmıştı) 34 taburu (1. ve 2. Plaston tugayları (12 tabur), 3. Kafkas Avcı Tugayı (8) ve 20. Piyade Tümeni (14 tabur). Muratoff 43 tabur yazmış, sanırım bir yazım hatası) Avrupa cephesini desteklemek için Kırım’a gönderdiler. Bundan sonra kısa bir sürede yedek kuvvetlerinden 100.000 kadar insanı alarak, Kış Seferinde mevcutları azalmış birliklerin mevcutlarını tamamladıkları gibi ek olarak 17 tabur daha oluşturdular. Yaz ile Rus ordusunun mevcudu 130 bin piyade, 35 bin süvari ve 340 topa ulaştı.[102] Sarıkamış Harekatının başlangıcında 90 bin askere sahip olan 9, 10 ve 11. Kolorduların mevcudu o sırada sadece 15,525'di. Diğer bölgelerden gönderilen takviyelerle mevcut 52.351 asker ve 131 topa çıkmıştı. Fakat yazın yapılan muharebelerde Türkler Rusları mağlup etmişlerdi.[103]

Rusların çizdiği propaganda amaçlı bir resim.

Sarıkamış Harekatı’nın Türkiye’nin geleceği açısından bir önemli sonucu da Yarbay Mustafa Kemal Beyin Çanakkale’nin savunulması için görevlendirilmiş 19. Tümen’e kumandan olarak atanması olmuştur. 2. Balkan Savaşı’nda Şarköy Çıkartması ve Bolayır Muharebesinde uğranılan başarısızlık, bu birliklerde çeşitli derecelerde kumandanlık yapan Ali Fethi (Okyar) ve binbaşı Mustafa Kemal Bey ile Yarbay Enver ve Ali İhsan Beyi karşı karşıya getirmişti. Ali Fethi Bey bu muharebeden 7 ay sonra kendi isteğiyle askerlik hizmetinden ayrıldı ve ekimde Sofya Elçiliği’ne ve Mustafa Kemal Bey de Fethi Bey’in maiyetinde Sofya Ataşeliğine tayin edildi. Böylece İttihat ve Terakki yönetimine muhalif grup merkezden uzaklaştırılmış oluyordu. Mustafa Kemal Bey 1. Dünya Savaşı başladıktan sonra birkaç defa aktif birlik kumandanlığı görevlerine getirilmek istese de bu istekleri reddedilmişti. Sarıkamış mağlubiyetinden sonra 9 Ocak’ta Kafkas cephesini tek eden Enver Paşa 10 Ocak’ta İstanbul’a çektiği telgrafla Mustafa Kemal Beyin 19. Tümen kumandanlığına tayin edilmesini emretmiştir. Mustafa Kemal Bey Çanakkale Savaşı’nda gösterdiği üstün başarıları sayesindedir ki İngiliz ve Fransızlar mağlup edilebilmiş ve Atatürk “Anafartalar Kahramanı” olarak yurtiçinde ve yurtdışında şöhret bulmuştu. Bu şöhret sayesinde Atatürk Kurtuluş Savaşı’nda halk ve devlet erkanı tarafından lider olarak benimsenmiştir (Yusuf Hikmet Bayur’un beyanına göre Sarıkamış mağlubiyetinden dolayı İstanbul'da otoritesinin zayıflayacağını düşünen Enver Paşa, Mustafa Kemal Bey’in gönlünü alarak, kendisine karşı bir darbe girişiminde Mustafa Kemal Bey’i kendisine taraftar yapmayı amaçlamıştı[104]).

Savaştan sonra İstanbul'a dönen Enver Paşa uzun bir süre Sarıkamış hakkında herhangi bir haber, bildiri, veya yayın yapılmasını engelleyerek sansür uygulamıştır.[kaynak belirtilmeli]

Yenilginin sorumlusu

Yenilginin sorumlusu hâlen tartışılmaktadır. Enver Paşa'nın Torunu Osman Mayatepek, Harekâtı şu şekilde değerlenmektedir:

"Şayet komutanlar Enver Paşa'nın emirlerini yerine getirseydi Sarıkamış zaferle biterdi. 10. Kolordu Hafız Hakkı Bey komutasında Bardız'a gitmesi gerekirken, Rus birliklerinin peşine takılıp Koşur istikametine yöneldi (30. ve 31. Tümenler). Yalnız 32. Tümen Bardız'a ilerledi. Bu hata Hafız Hakkı'nın, "zafer kazanma" ihtirası ile yolu 75 kilometre uzattığı yetmezmiş gibi, Allahuekber Dağlarını geçmeye mecbur kalmış; fırtına ve tipiye yakalanıp çok büyük zayiat vermiştir ve zamanında Sarıkamış'a intikal etmemiştir. 9. Kolordu ise 3. Ordu ile 24 Aralık'ta Bardız'da birleşir. Cephe arasındaki Rus birliklerine taarruz etmek için Kötek yönüne gidip ve Rus ihtiyat kuvvetleriyle taarruz edip Sarıkamış'a iltihak etmesi gerekiyordu. Maalesef yine evdeki hesap çarşıya uymamıştır. Bu sapmanın başlıca sebebi Hafız Hakkı Paşa'nın (10. Kolordu) 25 Aralık tarihinde Sarıkamış'ta olacağı varsayımı tamamen ile Enver Paşa'nın 10. Kolordu yalnız kalmasın diye yönünü Kötek'ten, Sarıkamış'a çevirmesi olmuştur. Netice olarak 10. Kolordu büyük zayiatla bitkin bir şekilde ancak 29 Aralık'ta Sarıkamış'a gelebilmiştir."[105][106]

Daha birçok iddia daha vardır.[107]

Murat Bardakçı 23 Aralık 2012 tarihli köşeyazısında şöyle yazmıştır: "Hafız Hakkı Paşa'nın Sarıkamış Günlüğü" adlı kitabında Hafız Hakkı Paşa'nın kendi yazdığı bir günlükte ise şu yazmaktadır; 'Yarabbi! Bu felâkete ben sebep oldum, yine ben tamir edeceğim.'[106] Fakat Murat Bardakçı'nın yayımladığı Hafız Hakkı Paşa'nın Hatıratı'nda "Yarabbi! Ben bu sefalete sebep olmadım, ben bu harbi tehir için çalıştım. Ben bu muzafferiyeti tam yapmak için uğraştım. Olsun! Bu felâketleri de tamire çalışacağım ve elbette muvaffak olacağım."[108] Hafız Hakkı Paşa hatıratının diğer kısımlarında da Sarıkamış mağlubiyetinde sorumluluğu üzerine almamıştır.

Kaynakça

  1. ^ Null, Hafız Hakkı Pasha (26 Ekim 1914 - 23 Ocak 1915). Hafız Hakkı Paşa’nın Sarıkamış Günlüğü (3.3isbn = 978-605-332-344-0 bas.). Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları. 
  2. ^ Aydın, Nurhan (2015). Sarikamish Operation. s. 40. 
  3. ^ Muratoff, Paul; Allen, W. E. D. (1953). Caucasian Battlefields…. s. 252. 
  4. ^ Edward J. Erickson, Size Ölmeyi Emrediyorum!, s. 87.
  5. ^ Peter Young, "Ordered to Die: A History of the Ottoman Army in the First World War, Greenwood Publishing Group, ISBN 0863071813, sayfa 499-503.
  6. ^ Yarbay Hakkı (1 Ocak 1931). Birinci Dünya Savaşı'nda Kafkas Cephesi'ndeki Muharebeler. Genelkurmay ATASE Başkanlığı Yayınları. s. 23. 
  7. ^ Köprülülü Şerif İlden, Sarıkamış, Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları, s. 127.
  8. ^ Yarbay Hakkı (1 Ocak 1931). Birinci Dünya Savaşı'nda Kafkasya Cephesi'ndeki Muharebeler. Generkurmay ATASE Başkanlığı Yayınları. s. 19. 
  9. ^ Yarbay Hakkı (1 Ocak 1931). Birinci Dünya Savaşı'nda Kafkas Cephesi'ndeki Muharebeler. Genelkurmay ATASE Başkanlığı Yayınları. s. 29. 
  10. ^ Hafız Hakkı Paşa'nın Sarıkamış Günlüğü, Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları, s. 75-77.
  11. ^ Albay Arif Baytın. Sessiz Ölüm Sarıkamış. Yeditepe Yayınevi. 
  12. ^ Yarbay Hakkı (1 Ocak 1931). Birinci Dünya Savaşı'nda Kafkas Cephesi'ndeki Muharebeler. Genelkurmay ATASE Başkanlığı Yayınları. s. 30. 
  13. ^ Rob Johnson (2016). The Great War and the Middle East (İngilizce). Oxford University. s. 156. 
  14. ^ Türk İnkılâbı Tarihi. Türk Tarih Kurumu Basımevi. 1991. s. 353. 5 Aralık 2020 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 3 Kasım 2020. 
  15. ^ Sarıkamış Harekatı Bir Savaşın Bilinmeyen Öyküsü. Historia Yayınları. 1 Kasım 2018. ss. s. 186-187. 9 Nisan 2021 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 1 Mart 2021. 
  16. ^ Sarıkamış Harekatı Bir Savaşın Bilinmeyen Öyküsü. Historia Yayınları. 1 Kasım 2018. ss. s. 188-189. 9 Nisan 2021 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 1 Mart 2021. 
  17. ^ Yavuz Özdemir (2003). Sarıkamış Harekâtı. Historia Yayınları. s. 197. 
  18. ^ W. E. D. Allen ve Paul Muratoff (1953). Caucasian Battlefields (İngilizce). Cambridge University Press. s. 251. 
  19. ^ Yavuz Özdemir (2003). Sarıkamış Harekatı. Historia Yayınları. ss. 200-203. 
  20. ^ Sarıkamış Harekatı. Historia Yayınları. 2003. s. 242. 
  21. ^ Liman Von Sanders (1919). Türkiye’de Beş Sene. Yeditepe Yayınevi. s. 59. 9 Nisan 2021 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 1 Mart 2021. 
  22. ^ Yavuz Özdemir (2003). Sarıkamış Harekatı. Historia Yayınları. ss. 266-268. 
  23. ^ Ali İhsan Sabis, Harp Hatıralarım Birinci Dünya Harbi, , c. II,. Nehir Yayınları. 1 Ocak 1990. s. 263. 
  24. ^ Yavuz Özdemir (2003). Sarıkamış Harekatı. Historia Yayınları. s. 256. 
  25. ^ Yavuz Özdemir (2003). Sarıkamış Harekatı. Historia Yayınları. s. 258. 
  26. ^ Yavuz Özdemir (2003). Sarıkamış Harekatı. Historia Yayınları. s. 254. 
  27. ^ Enver Paşa’nın Özel Mektupları, haz. Arı İnan. İmge Kitabevi. 1 Şubat 1997. s. 190. 9 Nisan 2021 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 1 Mart 2021. 
  28. ^ Sarıkamış Harekatı Bir Savaşın Bilinmeyen Öyküsü. Historia Yayınları. 1 Kasım 2018. s. 284. 9 Nisan 2021 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 1 Mart 2021. 
  29. ^ Yarbay Guze, Birinci Dünya Savaşı’nda Kafkas Cephesi’ndeki Muharebeler. Ankara Genelkurmay Basımevi. 2007. ss. 44-45. 
  30. ^ a b c d e Edward J. Erickson (1 Mart 2011). Size Ölmeyi Emrediyorum. Kitap Yayınevi. s. 84. 8 Şubat 2021 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 1 Mart 2021. 
  31. ^ Nurhan Aydın (1 Şubat 2015). Sarıkamış Harekatı. Sonçağ Yayıncılık. s. 36. Erişim tarihi: 1 Mart 2021. 
  32. ^ Şerif İlden (1 Nisan 2018). Sarıkamış. Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları. s. 222. Erişim tarihi: 1 Mart 2021. [ölü/kırık bağlantı]
  33. ^ W. E. D. Allen ve Paul Muratoff (1953). Caucasian Battlefields (İngilizce). Cambridge University Press. ss. 241-242. 
  34. ^ a b c d e f g h W. E. D. Allen ve Paul Muratoff (1953). Caucasian Battlefields (İngilizce). Cambridge University Press. ss. 242-243. 
  35. ^ Hafız Hakkı Paşa (19 Ocak 1915). Hafız Hakkı Paşa'nın Sarıkamış Günlüğü. Türkiye İş Bankası. s. 101. 
  36. ^ Nurhan Aydın, Sarıkamış Harekatı, , 2. Basım: Şubat 2015, s. 36. Sonçağ Yayıncılık. 1 Şubat 2015. s. 39. Erişim tarihi: 1 Mart 2021. 
  37. ^ General Nikolski, Sarıkamış Harekatı. Gnkur. Askeri Tarih ve Stratejik Etüt Başkanlığı Yayınları. 1 Ocak 1990. s. 3. 
  38. ^ a b Y. Özdemir (2003). Sarıkamış Harekâtı. Historia Yayınları. s. 289. 
  39. ^ Nikolski, Sarıkamış Harekatı. s. 66. 
  40. ^ Özdemir, Sarıkamış... ss. 188-189. 
  41. ^ Y. Özdemir. Sarıkamış Harekâtı. s. 320. 
  42. ^ W. E. D. Allen ve P. Muratoff (1953). Caucasian Battlefields (İngilizce). ss. 252-253. 
  43. ^ W. E. D. Allen ve P. Muratoff (1953). Caucasian Battlefields (İngilizce). s. 256. 
  44. ^ W. E. D. Allen ve P. Muratoff (20 Kasım 2022). Caucasian Battlefields (İngilizce). s. 259. 
  45. ^ Yrd. Doç. Dr. Nurhan Aydın (2015). Sarıkamış Harekatı. Sonçağ Yayıncılık. ss. 50-52. 
  46. ^ a b İlden, Sarıkamış. ss. 180-181. 
  47. ^ Özdemir, Sarıkamış Harekatı... s. 313. 
  48. ^ Yrd. Doç. Dr. Nurhan Aydın (2015). Sarıkamış Harekatı. Sonçağ Yayıncılık. s. 50. 
  49. ^ Yrd. Doç. Dr. Nurhan Aydın (2015). Sarıkamış Harekatı. Sonçağ Yayıncılık. ss. 55-56. 
  50. ^ Y. Özdemir (2003). Sarıkamış Harekâtı. Historia Yayınları. s. 318. 
  51. ^ Birinci Dünya Savaşı'nda Kafkas Cephesi'ndeki Muharebeler. Genelkurmay ATASE Yayınları. 1 Ocak 1931. ss. 45-46. 
  52. ^ Özdemir, Sarıkamış Harekatı. ss. 315-316. 
  53. ^ Yrd. Doç. Nurhan Aydın (2015). Sarıkamış Harekatı. Sonçağ Yayıncılık. s. 53. 
  54. ^ Yrd. Doç. Nurhan Aydın (2015). Sarıkamış Harekatı. Sonçağ Yayıncılık. s. 54. 
  55. ^ a b c Yrd. Doç. Dr. Nurhan Aydın (2015). Sarıkamış Harekatı. Sonçağ Yayıncılık. s. 96. 
  56. ^ a b Yavuz Özdemir (2003). Sarıkamış Harekâtı. Historia Yayınları. ss. 322-323. 
  57. ^ Y. Özdemir (2003). Sarıkamış Harekâtı. Historia Yayınları. ss. 336-337. 
  58. ^ a b Yarbay Guze (1 Ocak 1931). Birinci Dünya Savaşı'nda Kafkas Cephesi'ndeki Muharebeler. Genelkurmay ATASE Yayınları. s. 35. 
  59. ^ Özdemir, Sarıkamış... s. 327. 
  60. ^ W. E. D. Allen ve Paul Muratoff (1953). Caucasian Battlefields (İngilizce). Cambridge University Press. s. 261. 
  61. ^ Yarbay Hakkı. Birinci Dünya Savaşı'nda Kafkas Cephesi'ndeki Muharebeler. s. 48. 
  62. ^ Yarbay Guze. Birinci Dünya Savaşı'nda Kafkas Cephesi'ndeki Muharebeler. ss. 35-36. 
  63. ^ Sarıkamış Harekâtı. Genelkurmay ATASE Yayınları. 1935. s. 27. 
  64. ^ a b W. E D. Allen ve P. Muratoff (1953). Caucasian Battlefields (İngilizce). s. 265. 
  65. ^ General Nikolski. Sarıkamış Harekâtı. s. 26. 
  66. ^ a b Yrd. Doç. Dr. Nurhan Aydın (2015). Sarıkamış Harekatı. Sonçağ Yayıncılık. s. 72. 
  67. ^ a b Ziya Yergök (1 Ocak 2020). Sarıkamış’tan Esarete. Tarihçi Kitabevi. s. 103. 
  68. ^ Nikolski, Sarıkamış Harekatı,. s. 27. 
  69. ^ Özdemir, Sarıkamış... s. 344. 
  70. ^ Sarıkamış Harekatı. Yavuz Özdemir. 2003. s. 359. 
  71. ^ General Nikolski. Sarıkamış Harekâtı. s. 63. 
  72. ^ W. E. D. Allen ve Paul Muratoff (1953). Caucasian Battlefields. Cambridge University Press. s. 270. 
  73. ^ General Nikolski (1935). Sarıkamış Harekatı. Genelkurmay Basımevi. s. 26. 
  74. ^ General Nikolski. Sarıkamış Harekâtı. s. 33. 
  75. ^ Özdemir, Sarıkamış... s. 368. 
  76. ^ Muratoff, Caucasian Battlefields... s. 272. 
  77. ^ a b General Nikolski (1935). Sarıkamış Harekatı. Genelkurmay Basım Evi. s. 42. 
  78. ^ General Nikolski (1935). Sarıkamış Harekatı. Genelkurmay Basım Evi. s. 38. 
  79. ^ General Nikolski (1935). Sarıkamış Harekatı. Genelkurmay Basım Evi. s. 47. 
  80. ^ Nurhan Aydın (2015). Sarıkamış Harekatı. Historia Yayınları. s. 110. 
  81. ^ W. E. D. Allen ve Paul Muratoff (1953). Caucasian Battlefields (İngilizce). Cambridge University Press. s. 277. 
  82. ^ General Nikolski (1935). Sarıkamış Harekatı. Genel Kurmay Basımevi. s. 49. 
  83. ^ General Nikolski (1935). Sarıkamış Harekatı. Genelkurmay Basım Evi. 
  84. ^ Yavuz Özdemir (2003). Sarıkamış Harekâtı. Historia Yayınları. s. 440. 
  85. ^ Özdemir, Sarıkamış... s. 425. 
  86. ^ Özdemir, Sarıkamış... s. 439-440. 
  87. ^ Özdemir, Sarıkamış... s. 352. 
  88. ^ Özdemir. s. 366. 
  89. ^ Özdemir. s. 371. 
  90. ^ Özdemir, Sarıkamış... s. 372. 
  91. ^ Özdemir, Sarıkamış... ss. 385-387. 
  92. ^ Edward J. Erickson, Size Ölmeyi Emrediyorum!. s. 326. 
  93. ^ W. E. D. Allen ve Paul Muratoff (1953). Caucasian Battlefields (İngilizce). Cambridge University Press. ss. 280-281. 
  94. ^ Liman Von Sanders, Türkiye'de Beş Sene. s. 61. 
  95. ^ Yarbay Guze (1 Ocak 1931). Birinci Dünya Savaşı'nda Kafkas Cephesi'ndeki Muharebeler. Genelkurmay ATASE Başkanlığı Yayınları. s. 40. 
  96. ^ Hafız Hakkı Paşa'nın Sarıkamış Günlüğü. Murat Bardakçı. 1915. s. 109. 
  97. ^ 1. Dünya Savaşı'nda Kafkasya Cephesinde Muharebeler. T. C. Genelkurmay Başkanlığı. 2007. s. 41. 
  98. ^ a b Erickson, Size Ölmeyi Emrediyorum. s. 87. 
  99. ^ Hafız Hakkı Paşa,Hafız Hakkı Paşa’nın Sarıkamış Günlüğü, haz. Murat Bardakçı. Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları. 1 Mayıs 2018. s. 109-111. 
  100. ^ Muratoff, Caucasian Battlefields. s. 284. 
  101. ^ Caucasian Battlefield (İngilizce). P. Muratoff, W. E. D. Allen. 1953. s. 284. 
  102. ^ W. E. D. Allen ve Paul Muratoff. Caucasian Battlefields (İngilizce). Cambridge University Press. ss. 290-291. 
  103. ^ Edward J. Erickson. Erickson, Size Ölmeyi Emrediyorum!. Kitap Yayınevi. ss. 145-146. 
  104. ^ Yusuf Hikmet Bayur (1953). Türk İnkılâbı Tarihi, Cilt: III Kısım: I. Türk Tarih Kurumu Basımevi. s. 373. 
  105. ^ Osman Mayatepek, "Dedem Enver Paşa", ISBN 9786050819007, sayfa 103-124.
  106. ^ a b "Arşivlenmiş kopya". 28 Aralık 2015 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 21 Ocak 2017. 
  107. ^ "Arşivlenmiş kopya". 10 Ocak 2017 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 21 Ocak 2017. 
  108. ^ Hafız Hakkı Paşa (2014). Murat Bardakçı (Ed.). Hafız Hakkı Paşa'nın Sarıkamış Günlüğü. Türkiye İş Bankası: Kültür Yayınları. s. 100. 

Dış bağlantılar