Mehmed Abid Efendi

Mehmed Abid Efendi
Doğum17 Eylül 1904
Yıldız Sarayı, İstanbul, Osmanlı İmparatorluğu
Ölüm8 Aralık 1973 (69 yaşında)
Beyrut, Lübnan
DefinŞam Süleymaniye Külliyesi, Suriye
Eş(ler)iSenije Zogu (1936–1949)
HanedanOsmanlı Hanedanı
BabasıII. Abdülhamid
AnnesiSaliha Naciye Hanımefendi
DiniSünni İslam

Mehmed Abid Efendi (17 Eylül 1904, Yıldız Sarayı, İstanbul - 8 Aralık 1973, Beyrut), Osmanlı padişahı II. Abdülhamid'in en küçük oğludur.

Gençliği

Yıldız Sarayı'nda doğdu. Annesi Saliha Naciye Hanımefendi idi. Abaza beylerinden (Çaçba prenslerinden Keleş Bey'in torunu) Aslan Bey'in üç kızından (Asiye, Pembe, Zeliha) biri olan Zeliha Hanım'a saraya girdikten sonra Saliha Naciye ismi verilmişti. II. Abdülhamid Selanik'e sürgüne gönderildiğinde onunla birlikte giden iki eşinden biri oldu, yine onunla birlikte döndü. II. Abdülhamid 27 Nisan 1909'da tahttan indirildiğinde 4 yaşında olan Abid Efendi, sürgün ve hapis yılları boyunca babasının yanında kaldı. 1909-1912 yılları arasında Selanik'te Alatini Köşkü'nde, daha sonra II. Abdülhamid'in 10 Şubat 1918'de ölümüne dek Beylerbeyi Sarayı'nda hapis hayatı yaşadı. Daha sonra askeri eğitim görerek subay oldu.

Enver Paşa'nın Orta Asya'da bağımsız bir Türkistan devleti kurma ülküsünün destekleyicisi oldu. Birçok gönüllüyle birlikte Enver Paşa'nın davasına katılmak istediyse de Enver Paşa'nın 4 Ağustos 1922 tarihinde Tacikistan'da ölmesi üzerine bu isteğini gerçekleştiremedi. 1924 yılında diğer hanedan üyeleri ile birlikte yurt dışına çıkarıldığında 19 yaşında idi.

Sürgün

1924'te annesi, ablası Ayşe Sultan ve bazı aile fertleriyle birlikte Paris'e gitti. Paris Hukuk Fakültesi'ni ve Şark Dilleri Farsça bölümünü bitirdi. Ekonomik sıkıntı çekti. 1936 yılında Arnavutluk kralı Ahmet Zogoğlu'nun kızkardeşi Prenses Seniye ile evlendi ancak 1948 yılında ondan boşandı. Ahmet Zogu'nun krallıktan uzaklaştırılmasına kadar Arnavutluk'un Paris maslahatgüzârlığını yaptı. Hiç çocuğu olmadı.

4. İkbal Saliha Naciye

Sultan II. Abdülhamid'in kızı Şadiye Osmanoğlu, 1966'da Bedir Yayınları'ndan çıkan "Hayatımın Acı ve Tatlı Günleri" isimli hatıratında şöyle anlatır:

"Babamın devamlı olarak hizmetini gören iki haremi vardı. Biri Müşfika, diğeri Fatma hanım idi. Günün yarısını biriyle, diğer yarısını ötekiyle geçirirdi, fakat en küçük kardeşimin annesi (Saliha) Naciye Hanım'a babam ayrı bir alaka gösterirdi. Kendi odası içindeki küçük bir merdivenle, onun odasına geçerdi. Naciye hanım güzel değildi, fakat temiz, yüksek ahlak sahibi ve akıllı bir kadındı. Babam onu bu meziyetlerinden dolayı çok severdi." (sayfa 25)

"Alatini köşkünde, bir sabah vakti en küçük kardeşimin annesi Saliha (Naciye) hanımefendi ve ben, babamla birlikte oturuyorduk. Evvelce de babamın hayranlığını en ziyade üzerine çekmiş bulunan, ahlakının yüksekliği, akıl ve muhakeme kabiliyetinin kuvveti ve inceliği hepimizce bilinen bu muhterem hanım hakkında babam bana hitaben şu sözleri söylemiştir: "Kızım bu kadını görüyor musun? Ben bunca senelik hayatımda çok kadınlar gördüm. Fakat bunun gibisini görmedim. Hem ahlakı, hem kadınlığı itibarıyla kadınların müstesnasıdır." demişti. Ben de "en ziyade sevdiğim validelerimdendir" demiştim. Babam: "Sizi birbirinize sevdiren ahlaklarınızdaki benzeyiştir" buyurmuştu. Babamın bu nasihatına daima kıymet verdim. Ruhunu şad etmek için Saliha hanımefendiye bağlandım ve onu da ölümüne kadar annem gibi sevdim."[1]

Ölümü

Mehmed Abid'in mezarı (solda).

1973 yılında Beyrut'ta öldü. Şam'da Süleymaniye Külliyesi haziresine gömüldü.[2]

Kaynakça

  1. ^ Şadiye Osmanoğlu (Sultan Abdülhamit'in Kızı), Hayatımın Acı ve Tatlı Günleri, Bedir yayınları No. 43, 1966
  2. ^ Salih Bozok, Cemil S. Bozok, Hep Atatürk'ün Yanında, Çağdaş Yayınları, 1985 s. 42