Namaz vakti

Namaz (Arapçaصلاة Salah), İslam'ın şartlarından biri olarak kabul edilen bir ibadettir. Kur'an'da günün belli vakitlerinde[1][2] abdestle birlikte[3] duaya kalkılması ifadesi bulunur. Kur'an’a göre namaz Allah'ı anarak teslimiyetin gösterildiği bir arınma biçimi ve İbrahim peygambere öğretilen bir ibadet şeklidir.[3][4]

Namaz için ön şartlardan birisi kıble istikametine doğru yönelişi içerir.

Etimoloji

Yaygın bilinenin aksine namaz sözcüğü Kuran'ın orijinal Arapça metninde hiç geçmemektedir. Çünkü Arapça değil Farsça bir sözcüktür. Türkçede yer alan namaz sözcüğü Osmanlıcada نماز‎ (namâz) hâliyle tespit edilmiştir. Türk dilinde geçtiği ilk yazılı kaynak Yusuf Has Hacib'in 11. yüzyılda kaleme aldığı, Orta Türkçe döneminde yazılmış Kutadgu Bilig eseridir. Sözcük, Türkçeye Farsça "saygı veya ibadet amacıyla yere kapanma, temenna" ile "İslami ibadet biçimi" anlamlarına gelen نماز‎ (namâz) kelimesinden ödünçlenmiştir.[5]

Farsça sözcük, Orta Farsça "saygı gösterme, yere kapanma, dua" anlamındaki 𐭥𐭮𐭢𐭣𐭤‎ (namāz) kelimesinden evrilmiştir.[6] Bu sözcüğün aynı anlamdaki Proto İran dilinde *námah ile Proto Hint-İran dilinde *námas sözcüklerinden evrildiği ve nihai olarak Proto Hint-Avrupa dilinde "kurban (yeri), tapınma" anlamındaki *némos kökünden türediği varsayılır.[7] Bu bağlamda Sanskritçede selamlama sözcüğü olarak kullanılan नमस् (namas) ile namaz kelimesi aynı kökene dayanmaktadır. Hint-İran dilleriyle akraba Helenik, İtalik ve Kelt dillerinde kurban yeri anlamındaki kök, Grekçe νέμος (némos) ve Latince nemus kelimelerinde olduğu gibi "ormanlık alan" anlamı kazanmıştır.[8]

Salâ veya salât, modern Türkçede namaz için eskimiş bir kullanım olarak kabul edilmekte olup, Türkçede geçtiği ilk kaynaklar 14. yüzyılda yazılmış Yunus Emre şiirleri ile Erzurumlu Darîr'in Kıssa-i Yusuf tercümesidir. Salâ, Arapça ṣlw kökünden gelen ve "secde, secde ederek yapılan ibadet, namaz" anlamındaki ṣalā(t) صلاة  sözcüğünden alıntıdır. İslami terimin, İslam öncesi dönemde Hristiyan ve Yahudi Aramcasında yerleşik olan ṣəlūthā veya ṣəlawthā (צְלוֹתָא) sözcüğünden alıntı olduğu düşünülür.[9] Arent Jan Wensinck, salât kelimesinin kökeninde bir Aramî tesirinin yer aldığını, “Selūtã” kelimesinin bir mastar ismi olduğunu ve ‘katlamak’ manasına geldiğinin açık olduğunu ifade etmiştir.[10]

Namaz kılmak deyimi, Türkçede Kur'an'da "ikametü's-salat" şeklinde terkip olarak kullanılan ifadenin yerine konmuştur. Salât dua etmek, ikametü's-salât ise "duanın yerine getirilmesi" anlamlarına gelir.[kaynak belirtilmeli]

Tarihçe

Bosnalı Müslümanların namaz kılmaları, 1906

Namazın İslam'a özgü ve İslam ile başlayan bir ibadet şekli olduğu kanısı Müslümanlar arasında yaygındır. Ancak başta Kur'an ayetleri olmak üzere namazın Müslümanlara özgü bir tapınma tarzı olmadığını gösteren kayıtlar günümüze kadar ulaşmıştır.[11][12][13] Mekke döneminde ilk yazılan sureler olduğu rivayet edilen Alak ve Müddessir surelerinde namazdan bahsedilmesi bu görüşü desteklemektedir.

Cahiliyye döneminde Zeyd bin Amr bin Nüfeyl ve Kus bin Saide[14] gibi haniflerin namaz kıldığı bilinmektedir.[15] Ebu Zer'in Müslüman olmadan önce üç yıl boyunca yatsı ve sabah namazlarını kıldığı rivayet edilir.[16] Buna karşın haniflerin namaz kıldığına ilişkin metin kayıtları, bu metinleri hazırlamış geç dönem Müslüman yazarların Cahiliye döneminde yaşamış tektanrıcı bireyleri Muhammed'in peygamberliğini desteklemek amacıyla yorumlamaya meyilli olmalarından ötürü güvenilmez olarak nitelendirilmiştir.[17]

Hint toplumu ve İslam öncesi Ortadoğu toplumlarında, bu tapınmaların bir arınma ritüelini takip eden, günün belirli saatlerinde belirli bir yöne veya nesneye yönelerek yapılan dua merasimleri olduğu, bu merasimlere değişik vücut hareketlerinin eşlik ettiği bilinmektedir.

İslam namazının, bu tapınmalardan farklılaşması ve bugünkü yaygın kabul gören şekli alması üzerinde değişik görüşler bulunmaktadır. Sünni kesim bu ibadetin hicrete yakın Mekke döneminde, miraçta emredilmiş olduğuna inanır.[18] Aleviler ise bu ve benzer hadislerin Emeviler döneminde yazıldığına ve çoğunluğunun uydurma olduğuna vurgu yaparlar.[19]

Dini önemi ve müeyyidesi

Geleneksel İslam'da ergenlik çağına girmiş kadın, erkek-her Müslümanın namaz kılması zorunludur. Muhammed'e atfedilen bir söze göre O şöyle demiştir; “Çocuğunuz yedi yaşına geldiği zaman ona namazı emrediniz, on yaşına (bazı rivayetlerde on üç) geldiğinde namaz kılmaz ise dövünüz.[20]

Hanbeli mezhebine göre namazı terk etmek küfür, diğer üç mezhebe göre ise fâsıklıktır.[21][22][23] Ayrıca İslam fıkıhçıları namaz, oruç veya zekat gibi dini emirlerin terki durumunda uygulanacak şer’i ceza işlemlerini ve kişinin cezaen öldürülmesi sonrasında bu kişilerin cenazelerine yapılacak işlemleri de tartışmışlardır. Şöyle ki bu kişiler mürted kabul edildiklerinde cenaze namazları kılınmaz, Müslüman mezarlığına gömülemez, miras bıraktıkları devlet hazinesine kalır.[24][25][26]

Hanefilere göre İslam'ın uygulanmasına dair ihmal veya ret içeren eylemlerde kişinin kanatılıncaya kadar dövülmesi veya ölünceye kadar hapsedilmesini de içeren tazir cezaları ile cezalandırılması gerekir, öldüklerinde cenazelerine Müslüman cenazesi muamelesi yapılır.[27][28][29]
Şafii, Maliki mezheplerine göre namazı terk etmek ceza miktarı ve şekli Kur'an ve sünnetle belirlenen suçlardandır ve terk eden “had” uygulanarak öldürülür. Ancak cenazelerine Müslüman cenazesi muamelesi yapılır, miras bıraktıysa mirasçılarına paylaştırılır.[27][28]
Hanbeli mezhebinde ise namazı terk eden ve bunda ısrarcı olan kişiler mürted kabul edilerek mürtedlere kılıçla öldürme şeklinde uygulanan “had cezası” tatbik edilir, cenaze namazı kılınmaz ve ceset Müslüman mezarlığına gömülmez.[28][30]

Kur'an ve hadislerde

Kur’an'da salât (Arapçaصَلَاة) kelimesinin geçtiği günlük namaz vakitlerine ilişkin âyetler şunlardır:

Erkeklerin Amman, Ürdün'de sokakta namaz kılmaları.
  • "Namazlara, hele orta namaza[31] Not A, dikkat edin ve Allah için boyun eğerek kalkıp namaza durun." (Bakara Sûresi: 238)
  • "Gündüzün her iki tarafında ve Not B geceye yakın olan saatlerinde namaz kıl!" (Hûd Sûresi: 114)
  • "Güneş'in batıya kaymasından Not C gecenin kararmasına kadar namaz kıl, bir de sabah namazını kıl. Çünkü sabah namazında gece ve gündüz melekleri hazır bulunur." (İsrâ Sûresi: 78)

İsra 78. âyetinde iki farklı anlama gelen iki ayrı okuma şekli bulunur. Sabah namazını ifade eden şekil "sabah'ın karnı" ifadesidir. "Sabah Kur'ân'ı" ifadesi ise Sünnîlerce okuyuşta tercih edilen, mânâda tercih edilmeyen ifade olmuştur.

Kur'an’da "işâ" (akşam)'ın yatsı anlamında kullanıldığı bir âyet bulunur; "Ey iman edenler! Sağ ellerinizin malik olduğu ile sizden olup da henüz erginlik çağına ermemiş olanlar, üç vakitte izin istesinler: Sabah namazından önce, öğleyin üstünüzü çıkardığınız vakit ve akşam namazından sonra. Üçü sizin için mahremdir. Bunların dışında size de, onlara da bir sakınca yoktur; onlar yanınızda dolaşabilirler, birbirinizin yanında olabilirsiniz......" (Nûr Sûresi: 58)

Kur'an'da namazın kılınış şeklini anlatan bir âyet bulunmaz, namaz ile alakalı olduğu düşünülen ifadelerde Allah'ın secde hâlinde (4:102), eğilerek (22:77) ve ayaktayken (3:113) anılması veya dua edilmesi anlatılır.

Hadislere göre Namaz, dinin direğidir.[32] Bâzı Sünnî fıkıh ekolleri ve hadisçiler tarafından Kur'an'dan sonra İslâm'ın en önemli yazılı kaynağı kabul edilen Sahîh-i Buhârî'de geçen bir hadise göre Allah, günde beş vakit namazla günahları siler.[33]

Mezhepler arası farklılıklar

Sünni (solda) ve Şii (sağ) Müslümanlar cuma namazında, İran, 16 Mart 2018. Şiiler namazda ellerini yana salar iken çoğu Sünni Müslüman ellerini önde bağlar.

İslam mezhepleri arasında namazla ilgili ön şartları, hazırlığı (abdest), vakitleri, miktarları, farz, vacip, sünnet gibi kavramlar ve bu kavramlara verilen anlamlarda farklılıklar görülür. Sünni müslümanlar ve Fâtımîler'in devamı niteliğinde olan İsmaili mezhebi'nin Mustâ‘lî’îyye kolu günlük 5 vakit ibadeti benimsemişlerdir.

Günlük beş vaktin farz olduğu inancı Kur'an’ın açık emirlerine değil, bâzı âyetlerin kapsamını genişleten tefsirler ve hadislere dayanan ve Sünnî İslâm toplumlarınca benimsenen bir uygulamadır.[34] Namaz vakitleriyle ilgili âyetler birçok farklı anlayışın ve rivayetin etkisiyle yorumlanmış, bu âyetlerin hangi namazlarla ilgili olduğu konuları açıklığa kavuşturulmaya çalışılmıştır.[35][36]

Namaz, şeklen kılınışı ve içerisinde okunan âyet ve duaları itibarıyla günümüzün Sünnî, Şiî ve Haricîlerden arta kalan İbadiyye mezheplerinin %98'den fazlasında aynı şekilde icra edilmektedir. Dünya Müslüman nüfusunun %1'ini teşkil eden Bâtınî-İsmâ‘îl’îyye'den olan Nizârîlerde ise kılınış şekli ve yapılan dualar itibarıyla bâzı değişiklikler oluşmuşsa da Fatiha Suresi ile ardından Kur'an-ı Kerîm'in diğer âyetlerinin okunması hususunda temelde bir farklılık bulunmamaktadır. Bâzı küçük tarikat ve cemaatlerin ana grubunun dışında kalması muhtemeldir. Tarih boyunca Ghulat-i Şîʿa olarak adlandırılan Keysân’îyye ile ondan ortaya çıkmış olan Râvend’îyye, Rizâm’îyye, Muhammira gibi kolların ve Bahreyn Ahsâ'da bulunan Ebû Saîdîler olarak adlandırılan Karmatîlerin namaz ve oruç gibi ibadetlerle ilgileri yoktu.[37]

Bâzı âlimler, Şii Müslümanlar ve Kur’ancı (hadislerin dini referans olmasını reddeden, yalnızca kuranı referans edinen) İslamcılar, günlük üç vakit namazı esas alırlar.[38][39][40]

Sünnilikteki uygulamlar

Geleneksel Sünnî fıkıhçılara göre Müslümanlara günlük olarak beş vakit namaz farzdır. Ancak bu namazların ikişer rekâtının farz, diğerlerinin sünnet veya farzla bitişik sünnet olduğu kabul edilir. Sünnî İslâm'da yolculuk, korku gibi durumlarda öğle ve ikindi, akşam ve yatsı birleştirilerek günlük üç vakit namaz kılınır. Ayrıca cuma ve cenaze namazlarının farz oluşundan bahsedilir. Cuma namazı, yetişkin ve hür erkekler için gerekli görülürken cenaze namazında birkaç kişinin bu görevi yapması diğer inananlardan yükümlülüğü kaldırır.

Selefîlik

Ehl-i Sünnetin Asarî-Hanbeli i'tikadından olan ve temelleri Muhammed bin Abd ul-Vahhab ile onun yirminci yüzyıldaki en önemli takipçisi Muhammad Nâsır ud-Dîn el-Albanî[41] tarafından atılan Vehhâbî-Selefîlikte namazın sünnetlerinin bid'at sayılabileceği ihtimâli göz önünde bulundurulmak suretiyle bir günde sadece 17 rekât farz[42] olan kısmı kılınır. Namaz vakitlerine karşı aşırı hassâsiyet gösteren Selefîler, namazlarını vaktin girmesiyle birlikte hiç zaman kaybetmeden icrâ ederler.

Şiîllikteki uygulamalar

Şiilikte namaz üç vakitte toplanmış beş namaz olarak icra edilir.[43] Sabah iki, öğle ve ikindi dörder, akşam üç, yatsı dört rekâttan oluşur.[44]

İsmâîlik

İsmâilîliğin Tâyyîb’îyye kolundan olan Alavî Buhrada namaz vakitleri İmâm Câʿfer es-Sâdık'ın uygulamaları esas alınmak suretiyle tespit edilmektedir.[45] Bunların görüşüne göre öğle namazının hemen ardından ikindi namazı vakti henüz girmemiş olsa dahî zaruret hasıl olması durumlarında kılınabilmektedir. Esasta ise ikindi namazının asıl vakti Pakistan ve Hindistan Hanefîlerinin de uygulamakta oldukları gibi Türkiye'deki ikindi namazı vaktinden 40-55 dakika daha sonra girmektedir. Öğle namazının vakti süresi ise ikindiye kadar uzamamakta olup ikindinin vaktinden 60-90 dakika daha evvel sona ermektedir. İkindi namazının müddeti ise zaruret hâsıl olduğu hâllerde öğleden hemen sonra başlayıp akşam vaktine kadar devam etmektedir.[46]

İsmâilîlerin diğer bir kolu olan Nizâr’îyye fırkasının görüşüne göre ise nizarî namazı günde Üç kez altışar rekât olarak ve oturarak Cemâ’at-Hane adı verilen yerlerde kılınmaktadır. Nizârîlerde namazın ne zaman ve nasıl kılınacağı İmâm-ı Zaman tarafından tespit edilmekte ve değiştirilebilmektedir. Şu andaki uygulamaları devrin imâm-ı zamanı olan IV. Ağa Han'ın dedesi III. Ağa Han tarafından tespit edilmiş olan şeklidir. Namazı oturarak icra etmelerinin gerekçesi olarak yaşlıların ayakta kılmalarında karşılaşılan güçlüklerden dolayı olduğu; Üç defa altışar rekât olarak icra etmelerinin gerekçesi olarak da günümüzün yoğun çalışma hayatına uyum sağlayabilmek maksatlı olduğu İmâm-ı Zaman IV. Ağa Han tarafından dile getirilmektedir.

Alevîlik

Alevî İslâm anlayışında ise namazın şeklî yapısının dînin değil, Arap kültür ve geleneğinin bir uzantısı kabul edilmesi sebebiyle günlük kişinin istek ve iradesine göre dua anlamında bir ibadet dışında şeklî olarak namaza karşı çıkılır. Alevîlikte namaz ibadetinin günlük beş vakte çıkartılmasının Emevîler zamanında yazılan ve (miraç hadisi gibi) birçoğunun Alevîler tarafından hurafe[19] ya da uydurma olduğuna inanılan hadislerle gerçekleştiği ifade edilmektedir.[47]

Buna karşın günde beş vakit namaz olduğuna inanan ve bunu üç vakitte cem ederek uygulayan Aleviler de vardır.[48]

Kur'ancılık

Kur'ancı Müslümanlara göre namaz üç veya iki vakit olarak kılınır. Üç vakit olduğunu söyleyenlere göre bu üç vakit namazın hangileri olduğu konusu da çok açık değildir. Mesalâ bu üç vakte bir anlayışa göre öğle-ikindi, akşam-yatsı ve sabah olarak, bir başka uygulamada akşam, yatsı ve sabah olarak rastlamak muhtemeldir.[49]

Prof. Dr. Süleyman Ateş'e göre öğle ve ikindi namazları Kur'an'a değil, peygamberin uygulamalarına dayalı ibadetlerdir. Ona göre Kur'an'da geçen namazlar sabah, akşam ve gece (teheccüd) namazından ibarettir.[50]

Ön şartlar ve hazırlık

"Namazın şartları" olarak ifade edilen maddeler İslam bilginlerince yapılan yorumlar çerçevesinde oluşturulmuştur. Bir kişinin namazla sorumlu tutulması için yetişkin, akıllı ve Müslüman olması gerekir. Ayrıca namaz için birtakım hazırlıklar yapılır;

  • Manevî temizlik (hadesten taharet): Kişinin kalbi kirlerden temizlenmesi gerekir. Her namaz öncesi bunu sembolize eden abdest alınır; el, yüz ve ön kol yıkanır, baş meshedilir, ayaklar yıkanır veya meshedilir. Bâzı durumlarda da gusül abdesti namazın ön şartıdır.
  • Kıbleye dönmek: Namazı kıbleye dönerek kılmak gerekir.
  • Maddî temizlik: Kişinin beden, giysi ve namaz kılacağı yerde necaset (pislik) varsa bunları temizlemesidir.
  • Setr-i avret: Geleneksel anlayışta namaz kılacak erkeğin göbek ile diz kapağı arasını, kadının ise yüz ve ellerinden başka vücudunun her tarafını örtmeleri gerektiği ifade edilir. Bazı anlayış ve dini yorumlara göre namaz için özel bir örtünme tarzı yoktur. (Tesettür)
  • Vakit: Herhangi bir namazın vakti gelmeden o namaz kılınamaz.
  • Niyet: Namaz için niyetlenmektir, ancak bunun dil ile söylenmesi gerekmez.

İslâm


Temel İbâdetler

Çeşitler ve vakitler

Farz: Fıkıhta bir dini emrin farz olarak tanımlanabilmesi için onun Kuranda açıkça ve hiçbir yoruma ihtimal vermeksizin emredilmiş olması gerektiği ifade edilir. Hadislere dayanan veya Kur'anda açık emir ifade etmeyen işari manalar ve yorumlar farz tanımı için yeterli olmamaktadır. Kur'ancıların aksine Sünni anlayış hadislerin de etkisi ile 5 vakit namazı farz saymıştır.

Farz namazlar

  • Sabah namazı: Sabah, tan yerinin ağarmaya başlamasından, Güneş'in doğuşuna kadar olan zamandır. 79.5° enleminin kuzeyinde kalan bölgelerde kışın altı ay boyunca gün doğumu olmadığı için bu tanım geçersiz kalır.
  • Öğle namazı: Öğle; fıkıhçılara göre Güneş'in en tepede olduğu andan her şeyin gölgesinin bir veya iki misli oluncaya kadar devam eden zamandır.
  • İkindi namazı: "ikindi" sözcüğü Türkçede "ikinci" sözcüğünün başka söylenişidir. Bu namaz adını öğlenin "ikinci vakti" olarak kabul edilen ikindi kelimesinden alır. İkindi öğlenin bitiminden güneş batıncaya kadar olan zamandır.
  • Akşam namazı: (ArapçaIşa): Fıkıhçılara göre, Güneş battıktan sonra başlayıp güneşin battığı yerde meydana gelen kızıllık kayboluncaya kadar olan zamandır.
  • Yatsı namazı: Gece karanlığı başladığından itibaren tan yeri ağarıncaya kadar geçen zamandır. Akşam ve yatsıyı tek vakit olarak ifade eden eski fıkıh kitapları Salatü'l Işayı ikiye ayırırlardı, ilkine Işa-ı Evvel, Akşam namazı; ikincisine de Işa-ı Ahir, Yatsı namazı derlerdi.
  • Cuma namazı: İnananlar, Cum'a Suresi’nde cuma ibadetine çağrılırlar: "Ey inananlar! Cuma günü, dua için çağrı yapıldığında, Allah'ın Zikri'ne koşun! Alış-verişi bırakın! Eğer bilirseniz bu sizin için daha hayırlıdır." (62:9) Yoruma göre; Cuma günü haftalık toplantı günüdür, cuma namazını 2 rekat olarak mülki ya da siyasi otorite kıldırır, namazdan önce veya sonra konuşma yapar (Hutbe, hitabe). Daha sonraları bu namaza öncesinde ve sonrasında bazı namazlar eklenmiş ve o şekilde toplum içine yerleşmiştir. Ayrıca ilgili ayetin anlamı da yapılan yorumlarla daraltılarak cuma namazının sadece yetişkin, hür, yolcu olmayan (mukim) Müslüman erkeklere farz olduğu ifade edilmiştir. Öğle vakti topluca 2 rekât olarak kılınır ve öğle namazının yerine geçer. Alevi-Bektaşi inancında perşembe akşamı eski takvime göre Cuma gününden kabul edilerek yapılan cem’in Cum'a Suresinde işaret edilen ibadet olduğu belirtilir.[19]
  • Cenaze namazı: Kuran’da geçmeyen fakat vefat eden kişiler için geleneksel olarak icra edilen bir namaz çeşididir. Bazı Müslümanlar tarafından yapılması diğer Müslümanların üzerinden dini sorumluluğu kaldırdığı için farz-ı kifaye olarak nitelenir.

Vacip namazlar

Hanefi mezhebine özgü bir kavram olarak vitir ve bayram namazları vacip namazlar olarak nitelenir. Hanefi fıkhında bir ibadetin farz olarak nitelendirilebilmesi için o ibadetin farklı anlamlara gelebilen işaret veya yorumlama tarzıyla çıkarılan anlamlar üzerinden değil, açıkça Kur’anda emredilmiş olması gerekmektedir. Kur’anda yer bulmuş olsa bile bu şartları taşımayan ibadetlere daha alt düzeyde bir gereklilik ifadesi olarak vacip (gerekli) denmiştir. Hanefilerde bayram ve vitr namazları vacip olarak nitelenir.

  • Bayram namazı: Vakti bayram günleri sabahleyin güneşin doğuşundan yaklaşık 50 dakika sonra başlayıp güneşin tepe noktasına gelmesine kadar devam eden zamandır.
  • Vitir namazı: Vitir namazının vakti de yatsı namazının vaktidir. Ancak vitir namazı, yatsı kılındıktan sonra kılınır. Vitir namazı vaciptir.

Sünnet veya nafile namazlar

Kur'an'da geçmeyen fakat İslam tarihinde uygulama alanı bulan, değişik vakit veya durumlara özgü sünnet veya nafile namazlardır. Farz namazlardan önce veya sonra kılınan namazlar, ramazan geceleri kılınan teravih, kuşluk, gece, mescit ziyaretleri, hacet namazları vs. bu kapsamdadır. Ayrıca geleneksel olarak 4 rekat olarak kılınan Farz namazların iki rekat'ının farz, geri kalanının ise sünnet olduğu ifade edilir.[40]

Sünni islamda namaz vakitleri
I. Sabah, II. Öğle, III. İkindi, IV. Akşam, V. Yatsı
  • Teheccüd namazı: Kur'anda geçen tek nafile namazdır, gece kılınır ve Peygamber'e özgü bir namazdır.
  • Teravih namazı: Ramazan ayında yatsıdan sonra kılınan bir namazdır. Kılınılması gerektiği konusunda bin yıllık süregelen tartışmalar hala devam etmektedir. Klasik din anlayışında sünnet kabul edilmesine rağmen, birçok akademisyenin farklı görüşleri bulunmaktadır. Bu akademisyenlerce teravih İslamın değil, geleneğin bir parçası olarak kabul edilir şeklinde yorumlanmaktadır.
  • Evvabin namazı: Akşam namazı ile yatsı namazı arasında nafile olarak kılınır.

Namaz kılınması sakıncalı bulunan vakitler

Sünni fıkıhçılara göre Güneş'e tapanların ibadet vakitlerinde namaz kılmak mekruhtur. Bu vakitlere kerahat vakti denir. Bu vakitler şunlardır:

  • Güneş'in doğmasından itibaren 45 dakika,
  • Güneş tam tepe noktasına geldiğinde,
  • Güneş batarken akşam ezanı vaktine 45 dakika kala ikindi namazının sünneti için kerahat vaktinde.

Hanefî fıkhında rekât sayıları ve kılınışı

Türkiye'de yaygın olan Hanefîlikte günlük namazlar:

Namazın rükünleri.

Bütün mezheplerde namaza, "Allah-u Ekber" (Allah en büyük) diye tekbir getirilerek ayakta durmak suretiyle başlanır. Sünnîlerde kadınlar ellerini çaprazlama olarak göğüslerinin tam üzerine, erkekler ise göbeklerinin üzerine bağlarlar. Şiîler ise kollarını rahat pozisyonunda yanlara sarkıtırlar. Birinci rekâta ilk olarak Sübhaneke duasının okunmasıyla başlanılır. Ardından da Bismillah-ir-Rahmân-ir-Rahîm diyerek Fatiha Suresi ve en az bir âyet olmak üzere başka bir surenin ayetleri kısmen ya da tamamen okunur. Sonra öne eğilerek tesbihat yapılır. "Semia'llâhu limen hamideh" "Rabbena lekel hamd" diyerek ayak üstü doğrulunur ve iki kere yere kapanma (secde) şeklinde tesbîhat yapılır ve dizlerin üzerinde oturulur. Bu fiillerin toplamına rekât denilir. Bir namazda en az iki rekât bulunur. Tesbihat, "Sübhane Rabbiye'l Azim, Sübhane Rabbiye'l A'la" şeklinde yapılır ve namaza "esselamü aleyküm ve rahmetullah" şeklinde selâm ile son verilir.

Sünnet namazları nafile namazlardır.

Farz namazlar

Namaz Sünnet Farz Son Sünnet Rekat Sayısı
Sabah

2

2

-

4

Öğle

4

4

2

10

İkindi

4

4

-

8

Akşam -

3

2

5

Yatsı

4

4

2

10

Cuma

4

2

4

10

Cenaze

Farz-ı Kifaye

4

Tekbir

Vacip namazlar

Namaz Rekat sayısı
Bayram (Hanefîlerde vacip)

2

Vitir

3

Nafile namazlar

Namaz Rekat sayısı
Abdest şükür

2

Duhâ

2-12

Evvâbîn

2-6

Hâcet

2

Husuf

2

İstihâre

2

İşrak

2

Küsuf

2

Seferî

2

Şükür

2

Tahiyyetü'l mescid

2

Teheccüd

2-8

Terâvih

8, 20, 36

Tesbih

4

Tevbe

2

Yağmur (istiska)

2

Zelzele

6 Rukü

4 Secde

  • Niyet, namaz kılmaya niyet edilir. Meselâ "Niyet ettim sabah namazını kılmaya".
  • Kıbleye yönelme;
  • Kıyam, namazda ayakta durmak demektir. Ayakta durmanın namazın rükünlerinden olduğuna inanılır.
Bir müslüman namaza başlarken, ellerini başının iki yanına kaldırarak Allahu ekber diye tekbir getirir. Buna iftitah tekbiri denilmektedir. Namazın rükünlerinde tekbir tekrarlanır.
  • Başlama tekbiri (iftitah tekbiri): Tekbir alınır; eller iki yana kaldırılarak "Allahü ekber" denir.
  • Kur'an okuma; Kıyam sırasında Müzzemmil Suresi'nin yirminci âyeti gereği olarak önce Fatiha Suresi daha sonra da Kur'an’dan bir bütün sure veyahut ta kolaya gelen bâzı âyetler okunur.
  • Öne eğilme; Okuma bitince tekbir ile öne eğilerek tesbih edilir; "Sübhanallah ya da Sübhane Rabbiye'l Azim" denir. Rükûdan sonra yeniden doğrulurken "Semi'Allahü Limen Hamideh" tam doğrulmada ise "Rabbena Lekel Hamd" denir.
  • İki secde; Rükudan doğrulduktan sonra tekbir ile secdeye gidilir. Fıkıhçılara göre iki kez alnını yere değdirmek demektir. Bu sırada tesbih edilir; "Sübhanallah ya da Sübhane Rabbiye'l a'lâ" denir.
  • Oturuş: İki secde arasında kısa bir oturuş vardır. İki secde arsında, yine secdeden kalkarken ve giderken tekbir alınır.

Birinci rekât böylece tamamlanır ve ikinci defa ayağa kalkılır.

İkinci kıyamda da aynı birincisinde olduğu gibi evvelâ Fatiha Suresi olmak üzere arkasından Kur'an’dan birinci rekâtta okunandan daha kısa olacak şekilde başka bir bütün sure ya da kolaya gelen bâzı âyetler okunur. Sonra tekbir ile rüku edilir, tesbihat edilir. Tekbir ile kıyam edilip tekbir ile secdeteyne gidilir, tesbihat yapılır. İkinci rekâtın ikinci secdesinden sonra ise oturur durumda iken Et-Tehiyâtü okunur. Burada eğer namaz iki rekâtlık ise bitirmeden evvel, önce Allahümme Salli Alâ Seyyidinâ Muhammedin ve Alâ Ali Seyyidinâ... şeklindeki dua okunur ve hemen akabinden de Selâm vermeden evvel Türkiye'deki öğretilere göre Kur'an-ı Kerîm'den Rabbenâ Atina fid-Dünya haseneten ve fi'l Âhireti haseneten, ve kına azâben nâr bi-rahmetike yâ er-hamer Rahimîyn şeklindeki kısa âyet okunur. Araplar'ın daha uzun âyetler okudukları da olur. Vahiy katipleri'nden olan Zeyd bin Sabit, işte bu noktada Muhammed'in Kur'an-ı Kerîm'den daha fazla âyetler de okumakta olduğunu nakletmektedir. Namazın üç ya da dört rekât olması hâlinde ise Et-Tehiyâtü okumasının ardından tekrar ayağa kalkarak diğer rekât(lar) tamamlanır. İkinci oturma pozisyonunda da aynen birincisinde olduğu gibi önce Et-Tâhiyatü Lillahi ves-Salâvatü... şeklinde okunan kısa duanın hemen ardından birinci oturuşta ertelenerek okunmamış olan, ama selâm vermeden önce okunması gereken bahsi geçen kısımlar okunur. Teravih namazları ve cuma namazının ilk sünneti ile eğer kılınacaksa ikindi ve yatsı namazlarının ilk dört rekâtlık sünnetlerinde ise her oturuşta selâm verip de sanki namaz sona erdirilecekmiş gibi sırası ile evvelâ Et-Tehiyâtü, arkasından da Allahümme Salli Alâ Seyyidinâ Muhammedin ve Alâ Ali Seyyidinâ... şeklindeki dua ve Rabbenâ Atina kısa âyetlerinin okunması gerekir. (Bu durumda üçüncü rekât için ayağa kalkıldığında Sübhaneke duasının Fatiha Suresi'nden evvel tekrar okunması gerekli olur.) Son oturma durumunda selâm verilmeden evvel Allahümmağfirli veli vâlideyye veli'l mü'minine yevme yekümü'l-hisâp şeklindeki dua okunduktan sonra sağdaki ve soldaki Kirâmen Kâtibîn meleklerine selâm vererek namaz tamamlanmış olur.

Eleştiriler

Farz olduğuna inanılan ibadetler fıkıhta kaynağını Kur'an'ın açık nasslarından alan ibadetlerdir. Namazın günde beş vakit kılınması ise miraç veya Cibril hadisi gibi fıkıhta ikincil derecede delil kabul edilen ve dinî hüküm koymaya temel teşkil edemeyecek zayıf kaynaklar olarak değerlendirilen hadislerle meşru kılınması eleştiri konusudur.[51]

Şeri'at uygulamalarında şekli ve miktarı konusunda görüş birliği bulunmayan bir ibadet veya dua olan namazın terk edilmesinin ceza veya hak mahrumiyeti davalarına konu olması, insan hakları ihlâli gibi diğer birçok sakıncası yanında "cezaların kanunîliği" ilkesine de aykırıdır.

Diğer dinlerde namaz benzeri uygulamalar

Sümer'lerde namaz tapınmasına benzetilen heykelciklerden birisi

Sümerler'de namaz ibadeti beş vakit olarak tatbik ediliyordu.[52] Hinduizm'de tekrarlanan matra (dua, selamlama) sözcükleri eşliğinde günün belirli saatlerinde Güneş'e dönük hareketler (yoga) yapılır. (Surya Namaskara)

Zerdüştlük'de abdeste benzeyen bir temizlik işleminden sonra günde beş vakit çeşitli dualar (gah) yapılarak ibadet ediliyordu.[53][54]

İslam öncesi tapınmalardan Sabiiliğin bir yıldız tapınımı olduğu kaydedilir. Güneş, Ay ve diğer gezegenlerin de yıldızlardan farkı yoktur ve Sabiilikte bu gezegenlere de kendi günlerinde ibadet yapılır. Musa İbni Meymun'a göre Sabiilerde Yıldızlar birer tanrı idi ve en büyük tanrı Güneş idi. Sonra Ay ve diğer gezegenler veya yıldızlar geliyordu. Sabiiler günlük tapınmalarını (Namaz) güneşin gökyüzündeki yerine göre planlarlardı ve öncesinde su ile temizlenme ritüelleri bulunmaktaydı.[55] Bu tapınma Cedi burcuna yönelinerek yapılırdı.[56]

Dürzîlik

Dürzîlerde dinî ibâdetler genellikle perşembe geceleri (perşembenin akşamını cumanın sabahına bağlayan gece) "Halvetu’l-Bayada" ya da "Meclis" adı verilen, Muhammed bin İsmâ‘il ed-Derezî'nin Tevhîd Dâvâsı esnasında ilk defa inzivâya çekildiği varsayılan ve "Halvet-Hâne" olarak da adlandırılan Beyaz Evler'de icra edilir.[57] İbadetleri aşırı bir gizlilik içerisinde icra edildiğinden ve başka mezheplerin mensuplarını içlerine kabul etmemelerinden dolayı da Muhammed Ebû Zehra'nın tâbiriyle "Artık onların durumlarını en iyi Allah-u Teâlâ bilmektedir".[58]

Yahudi-Hristiyan geleneği

Yahudilikte de şaharit (sabah namazı), musaf (öğle namazı), minha (ikindi namazı), neilat şerarim (akşam üstü) ve maarib (gece namazı) olmak üzere namaz ibadeti beş vakittir.[59]

Süryani Ortodoks Kilisesi’nde namaz, Hristiyan dininin ilkelerine inanmış bir kimsenin Tanrı’ya taparken; Tanrı'ya niyaz ve şükranlarını sunması, nimet ve rahmetlerini dilemesidir. İnanan kişinin Tanrı’ya bir niyazı, yalvarması ve duasıdır.[60]

Süryanilerde namaz günlük yedi vakittir. Sabah, öğle, akşam, gece yarısı namazları mecburi; kuşluk, yatsı, ikindi mecburi değildir. Sabah, öğle, ikindi kilisede topluca kılınır. Diğer namazlar kişisel olup, evde veya iş yerinde kılınabilir. Kıble doğudur, namazlar Pazar ve bayram günleri dışında secdelidir. Namaz esnasında erkeklerin başı açık, kadınların ise örtülü olması gerekmektedir.[60]

Dipnotlar

  • 1. ^ "Orta namaz" ifadesi için mütercimlerin herhangi bir referans belirtmedikleri değişik tercüme şekilleri verilmişlerdir. Kimisi onu ikindi, kimisi cuma, kimisi ise öğle namazı olarak tercüme etmiştir.[61] Bazılarına göre ise o korku namazıdır.
  • 2. ^ Ayetteki ve ifadesi bazı dilbilimci yaklaşımlarda ve değil, Arapçada yani anlamına gelen ev olarak, önceki ifadelere ekleme yapan değil, onları açıklayan bir ifade olarak anlaşılır.
  • 3. ^ Ayette geçen ifadenin nasıl anlaşılacağı tartışması bulunmaktadır. Ayetteki delk kelimesi bazı anlayışlara göre Güneşin sarkması olarak tercüme edilir ve bu durumda öğle veya ikindi namazına işaret eden bir anlam kazanır. Diğer anlayışa göre Güneşin batması olarak olarak tercüme edilir ki akşam namazının vaktinin başlangıcı olarak anlaşılır.[62]

Kaynakça

  1. ^ "Kur'an-ı Kerim Prtalı". 4 Mart 2016 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 27 Şubat 2013. 
  2. ^ Nisa Suresi ,Diyanet Meali,4.102[ölü/kırık bağlantı]
  3. ^ a b Enbiya Suresi ,Diyanet Meali,5.6[ölü/kırık bağlantı]
  4. ^ Enbiya Suresi, Diyanet Meali,21.73[ölü/kırık bağlantı]
  5. ^ "namaz". Nişanyan Sözlük. 15 Mayıs 2021 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 15 Mayıs 2021. 
  6. ^ MacKenzie, D. N. (1971) , “namāz”, A concise Pahlavi dictionary, London, New York, Toronto: Oxford University Press
  7. ^ Lubotsky, Alexander (2011) , “námas-”, in The Indo-Aryan Inherited Lexicon (in progress) (Indo-European Etymological Dictionary Project), Leiden University
  8. ^ de Vaan, Michiel Arnoud Cor (2008). Etymological dictionary of Latin and the other Italic languages (PDF). ISBN 978-90-04-32189-2. OCLC 962020667. 
  9. ^ "salât". Nişanyan Sözlük. 15 Mayıs 2021 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 15 Mayıs 2021. 
  10. ^ "Arşivlenmiş kopya" (PDF). 28 Şubat 2017 tarihinde kaynağından (PDF) arşivlendi. Erişim tarihi: 27 Şubat 2017. 
  11. ^ "Arşivlenmiş kopya". 21 Eylül 2013 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 28 Ağustos 2013. 
  12. ^ "Arşivlenmiş kopya". 19 Eylül 2014 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 19 Haziran 2013. 
  13. ^ "Arşivlenmiş kopya". 20 Eylül 2013 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 18 Haziran 2013. 
  14. ^ İbn Kuteybe, el-Mearif, çev. Hasan Ege, İstanbul, s: 49
  15. ^ TDV, İslam Ansiklopedisi,  cilt: 32, sayfa: 350
  16. ^ İbn Sad, et-Tabakatu'l-Kübra, IV, s: 166.
  17. ^ "The Origins of Muslim Prayer" (PDF). Justin Paul Hienz. University of Missouri-Columbia. Ağustos 2008. 28 Şubat 2021 tarihinde kaynağından arşivlendi (PDF). Erişim tarihi: 15 Mayıs 2021. Textual evidence also supports the practice of prostration by hunafa. This information must be viewed with some skepticism as there was a propensity of later Muslim writers to support Muhammad’s prophetic status through interpretation of preIslamic Arabian monotheists. Though there are instances of ritual prostration in other traditions in the region, they are infrequent, and the indigenous practice appears to be the most likely source for prostration in salāt 
  18. ^ "Arşivlenmiş kopya". 7 Eylül 2011 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 18 Haziran 2013. 
  19. ^ a b c "Alevi inanç gerçekliği ve namaz". alevikonseyi.com. 2 Eylül 2015 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 27 Şubat 2013. 
  20. ^ "Arşivlenmiş kopya". 10 Şubat 2021 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 30 Aralık 2020. 
  21. ^ http://www.diyanet.gov.tr/turkish/basiliyayin/weboku.asp?sayfa=21&yid=4 [ölü/kırık bağlantı]
  22. ^ http://www.ismailaga.info/yazi/2012/03/30/dinde-zorlama-yoktur-ne-demektir-islamda-zorlama-yok-mudur/ 9 Nisan 2012 tarihinde Wayback Machine sitesinde arşivlendi. ismailaga.info
  23. ^ Necati Yeni el, Hüseyin Kayapınar, Sünen-i Ebû Davud Terceme ve şerhi c. 2, s. 112
  24. ^ "Arşivlenmiş kopya" (PDF). 7 Şubat 2020 tarihinde kaynağından arşivlendi (PDF). Erişim tarihi: 10 Şubat 2020. 
  25. ^ "Arşivlenmiş kopya" (PDF). 15 Mayıs 2020 tarihinde kaynağından (PDF) arşivlendi. Erişim tarihi: 10 Şubat 2020. 
  26. ^ "Arşivlenmiş kopya". 7 Şubat 2020 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 10 Şubat 2020. 
  27. ^ a b ""Büyük felaket: Namazı terk etmek" (ismailaga.org.tr)". 7 Şubat 2020 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 10 Şubat 2020. 
  28. ^ a b c ""Namazı terk etmenin hükmü" (namazzamani.net)". 7 Şubat 2020 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 10 Şubat 2020. 
  29. ^ ""Who does not pray?" (islamhouse.com)" (PDF). 15 Mayıs 2020 tarihinde kaynağından (PDF) arşivlendi. Erişim tarihi: 10 Şubat 2020. 
  30. ^ ""Namazı terk etmenin cezası" (halisece.com)". 7 Şubat 2020 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 10 Şubat 2020. 
  31. ^ Kuran-ı Kerim. 2. Sure. Bakara Suresi. ss. 238. Ayet. 
  32. ^ Keşfu'l-Hafa, c. 2, s. 31; Tirmizi, İmân: 8; İbni Mâce, Fiten: 12; Müsned, 5:231, 237; el-Hâkim, el-Müstedrek, 2:76.
  33. ^ Sahîh-i Buhârî, c. 2, s. 475
  34. ^ KURTUBİ. "HUD SURESİ". KURTUBİ TEFSİRİ. multimediaquran.com. 8 Mart 2013 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 15 Şubat 2013. 
  35. ^ "Kuranda namaz". TEBYİN. teblig.net. 6 Ocak 2015 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 15 Mayıs 2012. 
  36. ^ Süleyman Ateş (23 Kasım 2006). "Kuran'da anılan namaz vakitleri 3'tür". gazetevatan.com. 7 Nisan 2012 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 27 Şubat 2013. 
  37. ^ Nâsır-ı Hüsrev, Sefer-Nâme, M. Debîr-i Siyâkî Yayınları, s. 147-148, Tahran, 1396.
  38. ^ Shah Waliullah. "Hujjat Allah Al-Baligha" (Arapça). scribd.com. 21 Temmuz 2013 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 27 Şubat 2013. 
  39. ^ İSMAİL NACAR. "Namazda 5 vakit şart mı?". GAZETE HABERTÜRK. 21 Temmuz 2015 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 27 Şubat 2013. 
  40. ^ a b YAŞAR NURİ ÖZTÜRK. "diniyazilar.com". Dini Yazılar. Erişim tarihi: 27 Şubat 2013. 
  41. ^ Sheikh Mohammad Nasir Ad-Din Al-Albani 3 Haziran 2017 tarihinde Wayback Machine sitesinde arşivlendi..
  42. ^ "Understanding Salat" 28 Ağustos 2009 tarihinde Wayback Machine sitesinde arşivlendi. from Albalagh
  43. ^ Ehl-i Beyt Haber Ajansı, ABNA (10 Ocak 2011). "Neden Şiiler Beş Vakit Namazı Üç Vakitte Kılmaktadırlar?". abna.ir. 11 Kasım 2013 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 27 Şubat 2013. 
  44. ^ "Arşivlenmiş kopya". 20 Şubat 2017 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 20 Şubat 2017. 
  45. ^ "Ad-Da'wat ul-Haadiyat ul-'Alaviyah". 23 Haziran 2015 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 19 Ekim 2015. 
  46. ^ "Salaat - Alavi Bohras". 11 Ağustos 2015 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 19 Ekim 2015. 
  47. ^ Yaşar Nuri Öztürk, İslâm Nasıl Yozlaştırıldı: Vahyin Dininden Sapmalar, Hurafeler, Bid'atlar.
  48. ^ "Namaz | AleviSesi". 10 Ocak 2011 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 6 Aralık 2020. 
  49. ^ "İSRÂ SÛRESİ". tebyinulkuran.com. 12 Mart 2010 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 27 Şubat 2013. 
  50. ^ Süleyman Ateş (3 Ağustos 2012). "Namaz üç vakit midir?". milliyet. 6 Ağustos 2012 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 27 Şubat 2013. 
  51. ^ "Salât veya namaz". 9 Nisan 2013 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 11 Nisan 2013. 
  52. ^ Kürşat Demirci, Eski Mezopotamya Dinlerine Giriş, İstanbul, 2013, s. 57
  53. ^ TDV, İslam Ansiklopedisi, cilt: 28, sayfa: 283
  54. ^ Cevad Ali, Cahiliye'den İslam'a İbadet Tarihi, Ankara, 2015, s: 30
  55. ^ "Arşivlenmiş kopya". 1 Mart 2017 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 7 Nisan 2017. 
  56. ^ "Arşivlenmiş kopya" (PDF). 2 Haziran 2018 tarihinde kaynağından arşivlendi (PDF). Erişim tarihi: 28 Şubat 2017. 
  57. ^ Samy S. Swayd (2009). The A to Z of the Druzes (İngilizce). Rowman & Littlefield. s. xxxix. ISBN 978-0-8108-6836-6. Erişim tarihi: 5 Ocak 2015. 
  58. ^ Muhammed Ebû Zehra, İslâm’da Siyâsî ve İ’tikadî Mezhepler Tarihi, Ethem Ruhi Fığlalı ve Osman Eskicioğlu Tercümesi, sahife 80, Yağmur, İstanbul, 1970.
  59. ^ Ali Osman Ateş, İslam'a Göre Cahiliyye ve Ehl-i Kitab Örf ve Adetleri, İstanbul, 2014, s. 49
  60. ^ a b "Arşivlenmiş kopya" (PDF). 31 Ekim 2017 tarihinde kaynağından (PDF) arşivlendi. Erişim tarihi: 21 Şubat 2017. 
  61. ^ "Arşivlenmiş kopya". 3 Haziran 2013 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 13 Şubat 2013. 
  62. ^ "Arşivlenmiş kopya". 6 Ocak 2015 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 15 Mayıs 2012. 

Ayrıca bakınız

Dış bağlantılar